-
1 atmak
أرمىأفردبعدتركخذفرمىزجطرحعتلعزلقذفنقلوضعوطد -
2 atmak
1. أرمى [أَرْمَى]2. أفرد [أَفْرَدَ]Anlamı: (bir kimseyi) uzaklaştırmak, göndermek, ilgisini kesmek3. بعد [بَعَّدَ]Anlamı: (bir kimseyi) uzaklaştırmak, göndermek, ilgisini kesmek4. ترك [تَرَكَ]Anlamı: bir şeyi bırakmak, terk etmek5. خذف [خَذَفَ]6. رمى [رَمَى]7. زج [زَجَّ]8. طرح [طَرَحَ]9. عتل [عَتَلَ]10. عزل [عَزَلَ]Anlamı: (bir kimseyi) uzaklaştırmak, göndermek, ilgisini kesmek11. قذف [قَذَفَ]12. نقل [نَقَلَ]13. وضع [وَضَعَ]Anlamı: bir şeyi yere doğru bırakmak14. وطد [وَطَدَ]Anlamı: bir şeyi yere doğru bırakmak -
3 atış
1. أرمى [أَرْمَى]Anlamı: atmak işi veya biçimi2. خذف [خَذَفَ]Anlamı: atmak işi veya biçimi3. رمى [رَمَى]Anlamı: atmak işi veya biçimi4. زج [زَجَّ]Anlamı: atmak işi veya biçimi5. طرح [طَرَحَ]Anlamı: atmak işi veya biçimi6. قذف [قَذَفَ]Anlamı: atmak işi veya biçimi7. نقف [نَقَفَ]Anlamı: atmak işi veya biçimi -
4 fırlatmak
1. خذف [خَذَفَ]Anlamı: hızla atmak2. رمى [رَمَى]Anlamı: hızla atmak3. زج [زَجَّ]Anlamı: hızla atmak4. طرح [طَرَحَ]Anlamı: hızla atmak5. قذف [قَذَفَ]Anlamı: hızla atmak6. نقف [نَقَفَ]Anlamı: hızla atmak -
5 sıçmak
1. أبرز [أَبْرَزَ]2. برز [بَرَّزَ]3. تبرز [تَبَرُّز]4. تغوط [تَغَوَّطَ]5. تغوط [تَغَوُّط]6. خرئ [خَرِئَ] -
6 tükürmek
1. بزق [بَزَقَ]2. بصق [بَصَقَ]3. تف [تَفَّ]4. تفل [تَفَلَ]5. نفث [نَفَثَ] -
7 işemek
1. بال [بالَ]Anlamı: idrarı dışarı atmak2. بول [بَوَّلَ]Anlamı: idrarı dışarı atmak3. تبول [تَبَوَّلَ]Anlamı: idrarı dışarı atmak4. شخ [شَخَّ]Anlamı: idrarı dışarı atmak -
8 tokatlamak
1. صفع [صَفَعَ]Anlamı: tokat atmak2. لاطم [لاطَمَ]Anlamı: tokat atmak3. لطم [لَطَمَ]Anlamı: tokat atmak4. وطش [وَطَشَ]Anlamı: tokat atmak -
9 çiftelemek
1. رفس [رَفَسَ]2. ركل [رَكَلَ] -
10 ekmek
1. بذر [بَذَرَ]2. بزر [بَزَرَ]3. خبز [خُبْز]Anlamı: ana gıda maddemiz olan yiyecek4. خبيز [خَبِيز]Anlamı: ana gıda maddemiz olan yiyecek5. مخبوز [مَخْبُوز]Anlamı: ana gıda maddemiz olan yiyecek6. عيش [عَيْش]Anlamı: ana gıda maddemiz olan yiyecek -
11 imzalamak
-
12 sümkürmek
-
13 bombalamak
قنبلة [قَنْبَلَة]Anlamı: bomba atmak -
14 taşlamak
-
15 tuzlamak
ملح [مَلَّحَ]Anlamı: tuz atmak
См. также в других словарях:
atmak — atmak, I, 21,116,129,160, 170, 236, 237, 280, 403, 528; I I, 2026, 221, 226, 303, 306, 326; II I … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
atmak — arma ve endaht etmek; şefak sökmek, tang atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başından atmak — 1) yapılması güç bir işi yapmaktan kendini kurtarmak Madem bunları siz kendi başınızdan atmak istiyorsunuz, emanet olarak şu masaya bırakın. S. Birsel 2) sürdürülmesi gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermek Hilmi Efendi yi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
auta atmak — sp. topu sahadan dışarıya atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
destursuz atmak — kolay yalan söyleyebilmek, palavra atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gır atmak — konuşmak, laf atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazık atmak — aldatmak, kazıklamak Bütün ilişkileri birilerine kazık atmak üzerine kurulu. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
kestirip atmak — ayrıntılı düşünmeden kesin yargıya varmak Tartışmayı kestirip atmak bana hiçbir zaman kolay görünmemiştir. M. C. Anday … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıç atmak — 1) çifte atmak 2) tkz. çok istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kötek atmak (veya çekmek) — dövmek, dayak atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük