-
81 ضمر
Iضَمَرَ1. körelmeAnlamı: körelmek işi2. körelmekAnlamı: dumura uğramakIIضَمُرَ1. körelmeAnlamı: körelmek işi2. körelmekAnlamı: dumura uğramakضَمْر1. zayıf2. kaknemAnlamı: kuru, sıska3. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin4. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz5. inceAnlamı: kalınlığı az olan6. zayıfAnlamı: (insan, hayvan için) eti, yağı az olan, cılız7. arıkAnlamı: zayıf, cılız, kuru, sıska8. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin9. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahifIVضَمَّرَkörelmeAnlamı: körelmek işi -
82 عاجز
عَاجِز1. marizAnlamı: hastalıklı2. zayıf3. kaknemAnlamı: kuru, sıska4. kocaAnlamı: yaşlı, ihtiyar5. hâlsizAnlamı: gücü olmayan, takatsız6. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz7. yalın katAnlamı: zayıf, sağlam olmayan8. zebunAnlamı: güçsüz, zayıf, âciz9. kudretsizAnlamı: gücü olmayan10. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin11. geçkinAnlamı: ihtiyarlamaya yüz tutmuş, geçmiş12. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz13. kartaloşAnlamı: kartlaşmış, yaşı geçkin14. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk15. sakat16. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin17. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif -
83 عجيف
عَجِيف1. zayıf2. kaknemAnlamı: kuru, sıska3. bitapAnlamı: bitkin, yorgun4. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz5. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin6. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz7. bitik8. zayıfAnlamı: (insan, hayvan için) eti, yağı az olan, cılız9. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin10. arıkAnlamı: zayıf, cılız, kuru, sıska11. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olan12. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif -
84 كليل
كَلِيل1. zayıf2. kaknemAnlamı: kuru, sıska3. takatsizAnlamı: takati kalmamaış4. mecalsizAnlamı: dermansız, takatsız5. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz6. hâlsizAnlamı: gücü olmayan, takatsız7. bitapAnlamı: bitkin, yorgun8. yalın katAnlamı: zayıf, sağlam olmayan9. dirençsizAnlamı: direnci olmayan10. kudretsizAnlamı: gücü olmayan11. kuvvetsizAnlamı: gücü, kuvveti olmayan12. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin13. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz14. kütAnlamı: keskin olmayan15. pimpirikAnlamı: yaşlı, güçsüz16. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk17. bitik18. sakat19. çelimsizAnlamı: güçsüz, nahif20. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin21. arıkAnlamı: zayıf, cılız, kuru, sıska22. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif23. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olan -
85 لاغب
لَاغِب1. bitapAnlamı: bitkin, yorgun2. bitik3. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin4. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olan -
86 متخاذل
مُتَخَاذِل1. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz2. kuvvetsizAnlamı: gücü, kuvveti olmayan3. yalın katAnlamı: zayıf, sağlam olmayan4. zebunAnlamı: güçsüz, zayıf, âciz5. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz6. çelimsizAnlamı: güçsüz, nahif7. arıkAnlamı: zayıf, cılız, kuru, sıska8. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin9. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif -
87 متعب
Iمُتْعَب1. bitapAnlamı: bitkin, yorgun2. bitik3. yorgunAnlamı: yorulmuş olan4. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin5. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olanIIمُتْعِب1. mihnetliAnlamı: zor, üzücü2. kompleksAnlamı: hemen kavranamayan, çözümü güç olan3. külfetliAnlamı: zor, sıkıcı4. müşkülAnlamı: güç, zor, çetin5. yorucuAnlamı: yorgunluğa yol açan6. zahmetliAnlamı: zahmetlerle yapılan, yorucu, sıkıntılı7. karışıkAnlamı: anlaşılması güç olan8. zorAnlamı: sıkıntı ve güçlükle yapılan -
88 مجهد
Iمُجْهَد1. bitapAnlamı: bitkin, yorgun2. bitik3. yorgunAnlamı: yorulmuş olan4. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin5. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olanIIمُجْهِد1. girişikAnlamı: birbirinin içine girmiş, karışmış olan2. meşakkatliAnlamı: güç, sıkıntılı3. müşkülAnlamı: güç, zor, çetin4. zahmetliAnlamı: zahmetlerle yapılan, yorucu, sıkıntılı5. zorAnlamı: sıkıntı ve güçlükle yapılan -
89 محسور
مَحْسُور1. örtüsüzAnlamı: örtüsü olmayan2. bitapAnlamı: bitkin, yorgun3. üryanAnlamı: çıplak, açık4. nüAnlamı: çıplak5. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin6. bezgin7. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olan -
90 مرهق
Iمُرْهَق1. bitapAnlamı: bitkin, yorgun2. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz3. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz4. bitik5. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin6. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olan7. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahifIIمُرْهِق1. mihnetliAnlamı: zor, üzücü2. kompleksAnlamı: hemen kavranamayan, çözümü güç olan3. zahmetliAnlamı: zahmetlerle yapılan, yorucu, sıkıntılı -
91 مستضعف
مُسْتَضْعَف1. zayıf2. takatsizAnlamı: takati kalmamaış3. hâlsizAnlamı: gücü olmayan, takatsız4. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz5. mecalsizAnlamı: dermansız, takatsız6. dirençsizAnlamı: direnci olmayan7. yalın katAnlamı: zayıf, sağlam olmayan8. kudretsizAnlamı: gücü olmayan9. zebunAnlamı: güçsüz, zayıf, âciz10. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin11. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz12. arıkAnlamı: zayıf, cılız, kuru, sıska13. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin14. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif -
92 مضنى
مُضْنًى1. bitapAnlamı: bitkin, yorgun2. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz3. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz4. bitik5. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin6. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif7. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olan -
93 معروق
مَعْرُوق1. zayıf2. bitapAnlamı: bitkin, yorgun3. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin4. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz5. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk6. bitik7. zayıfAnlamı: (insan, hayvan için) eti, yağı az olan, cılız8. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin9. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif10. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olan -
94 مكدود
مَكْدُود1. bitapAnlamı: bitkin, yorgun2. bitik3. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin4. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olan -
95 ممنون
مَمْنُون1. zayıf2. mecalsizAnlamı: dermansız, takatsız3. hâlsizAnlamı: gücü olmayan, takatsız4. takatsizAnlamı: takati kalmamaış5. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz6. zebunAnlamı: güçsüz, zayıf, âciz7. kudretsizAnlamı: gücü olmayan8. yalın katAnlamı: zayıf, sağlam olmayan9. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz10. çelimsizAnlamı: güçsüz, nahif11. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin12. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif -
96 منهك
Iمُنْهَك1. bitapAnlamı: bitkin, yorgun2. bitik3. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin4. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olanIIمُنْهِك1. mihnetliAnlamı: zor, üzücü2. meşakkatliAnlamı: güç, sıkıntılı3. zahmetliAnlamı: zahmetlerle yapılan, yorucu, sıkıntılı -
97 منهوك
مَنْهُوك1. bitapAnlamı: bitkin, yorgun2. bitik3. cicozAnlamı: yok, hiç yok, tükendi anlamına kullanılır4. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin5. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olan -
98 مهزول
مَهْزُول1. zayıf2. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz3. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin4. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif -
99 ناحل
ناحِل1. zayıf2. kaknemAnlamı: kuru, sıska3. hâlsizAnlamı: gücü olmayan, takatsız4. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz5. inceAnlamı: kalınlığı az olan6. arıkAnlamı: zayıf, cılız, kuru, sıska7. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin8. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif -
100 نحيف
نَحِيف1. zayıf2. kaknemAnlamı: kuru, sıska3. nahifAnlamı: zayıf, çelimsiz4. âcizAnlamı: gücü bir işe yetmez olan, güçsüz5. dermansızAnlamı: gücü kalmamaış, bitkin6. inceAnlamı: kalınlığı az olan7. güçsüzAnlamı: gücü olmayan, âciz8. kılcalAnlamı: kıl gibi olan, çok ince9. pimpirikAnlamı: yaşlı, güçsüz10. sağlıksızAnlamı: sağlık durumu bozuk11. çelimsizAnlamı: güçsüz, nahif12. zayıfAnlamı: (insan, hayvan için) eti, yağı az olan, cılız13. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin14. cılızAnlamı: çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
См. также в других словарях:
argın — sf. 1) Yorgun, zayıf, bitkin Bir beyaz taycağız bakımsız, argın. Ö. Seyfettin 2) Beceriksiz Birleşik Sözler yorgun argın … Çağatay Osmanlı Sözlük
arğın — yorğun arğın – bax yorğunarğın … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
argīn — s. argī ; … Germanisches Wörterbuch
argin — … Useful english dictionary
yorğun-arğın — sif. Çox yorulmuş. Yorğun arğın insanlar işdən sonra; Yığışmışdı divarları daş aynalı bir salona. S. V.. Yorğun arğın düşmək – çox yorulmaq, taqətsiz düşmək … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
yorgun argın — zf. Çok yorulmuş, gücü kalmamış olarak Üç bin kadar zayıf, soluk ve üstü başı yıpranmış Türk çocuğu, yorgun argın önümüzden geçtiler. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
Tuhaj Bej — verewigt auf dem berühmten Gemälde des polnischen Malers Jan Matejko: „Bogdan Chmielnicki und Tuhaj Bey bei Lemberg“ (Fragment) Tuhaj Bej (krimtatarisch: Toğay bey, polnisch: Tuhaj bej, ukrainisch: Тугай бей, russisch: Тугай бей) (eigentlich:… … Deutsch Wikipedia
Bedauye — Bedscha Gesprochen in Sudan, Ägypten, Eritrea Sprecher 1,2 Millionen Linguistische Klassifikation Afroasiatische Sprachen (Kuschitische Sprachen) Bedscha … Deutsch Wikipedia
Bedawi — Bedscha Gesprochen in Sudan, Ägypten, Eritrea Sprecher 1,2 Millionen Linguistische Klassifikation Afroasiatische Sprachen (Kuschitische Sprachen) Bedscha … Deutsch Wikipedia
Bedscha-Sprache — Bedscha Gesprochen in Sudan, Ägypten, Eritrea Sprecher 1,2 Millionen Linguistische Klassifikation Afroasiatische Sprachen (Kuschitische Sprachen) Bedscha … Deutsch Wikipedia
Bedscha (Sprache) — Bedscha Gesprochen in Sudan, Ägypten, Eritrea Sprecher 1,2 Millionen Linguistische Klassifikation Afroasiatische Sprachen (Kuschitische Sprachen) Bedscha … Deutsch Wikipedia