-
1 ardından
آتعتيدقابلقادممقبلواردواصلوافد -
2 ardından
1. آت [آتٍ]2. عتيد [عَتِيد]3. قابل [قابِل]4. قادم [قادِم]5. مقبل [مُقْبِل]6. وارد [وارِد]7. واصل [واصِل]8. وافد [وافِد] -
3 ardıl
1. تدرجي [تَدَرُّجِيّ]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef2. تعاقبي [تَعَاقُبِيّ]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef3. تمثيلية [تَمْثِيلِيَّة]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef4. تناوبي [تَنَاوُبِيّ]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef5. دائم [دائِم]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef6. دافق [دافِق]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef7. دراك [دِرَاك]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef8. ديوم [دَيُّوم]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef9. سلسلة [سلسلة]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef10. صمد [صَمَد]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef11. فائض [فائِض]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef12. فياض [فَيَّاض]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef13. متتابع [مُتَتَابِع]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef14. متتال [مُتَتَالٍ]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef15. متصل [مُتَّصِل]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef16. متدفق [مُتَدَفِّق]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef17. مترابط [مُتَرَابِط]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef18. مترافق [مُتَرَافِق]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef19. متسلسل [مُتَسَلْسِل]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef20. متعاقب [مُتَعَاقِب]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef21. متقارن [مُتَقَارِن]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef22. متلاحق [مُتَلَاحِق]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef23. متلازم [مُتَلَازِم]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef24. متماسك [مُتَمَاسِك]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef25. متناوب [مُتَنَاوِب]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef26. متواتر [مُتَوَاتِر]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef27. متواصل [مُتَوَاصِل]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef28. متوال [مُتَوَالٍ]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef29. مداوم [مُدَاوِم]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef30. مدعم [مُدَعَّم]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef31. مرتبط [مُرْتَبِط]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef32. مرسخ [مُرَسَّخ]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef33. مستتب [مُسْتَتِبّ]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef34. مستديم [مُسْتَدِيم]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef35. مستقر [مُسْتَقِرّ]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef36. مستمر [مُسْتَمِرّ]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef37. مسلسل [مُسَلْسَل]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef38. مسنود [مَسْنُود]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef39. معاقب [مُعَاقَب]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef40. معاقب [مُعَاقِب]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef41. معزز [مُعَزَّز]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef42. مقيم [مُقِيم]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef43. مناوب [مُنَاوِب]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef44. منصب [مُنْصَبّ]Anlamı: birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, halef -
4 ardışık
1. تدرجي [تَدَرُّجِيّ]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali2. تعاقبي [تَعَاقُبِيّ]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali3. تمثيلية [تَمْثِيلِيَّة]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali4. تناوبي [تَنَاوُبِيّ]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali5. دائم [دائِم]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali6. دافق [دافِق]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali7. دراك [دِرَاك]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali8. ديوم [دَيُّوم]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali9. سلسلة [سلسلة]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali10. صمد [صَمَد]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali11. فائض [فائِض]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali12. فياض [فَيَّاض]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali13. متتابع [مُتَتَابِع]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali14. متتال [مُتَتَالٍ]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali15. متصل [مُتَّصِل]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali16. متدفق [مُتَدَفِّق]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali17. مترابط [مُتَرَابِط]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali18. مترافق [مُتَرَافِق]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali19. متسلسل [مُتَسَلْسِل]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali20. متعاقب [مُتَعَاقِب]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali21. متقارن [مُتَقَارِن]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali22. متلاحق [مُتَلَاحِق]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali23. متلازم [مُتَلَازِم]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali24. متماسك [مُتَمَاسِك]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali25. متناوب [مُتَنَاوِب]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali26. متواتر [مُتَوَاتِر]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali27. متواصل [مُتَوَاصِل]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali28. متوال [مُتَوَالٍ]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali29. مداوم [مُدَاوِم]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali30. مدعم [مُدَعَّم]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali31. مرتبط [مُرْتَبِط]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali32. مرسخ [مُرَسَّخ]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali33. مستتب [مُسْتَتِبّ]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali34. مستديم [مُسْتَدِيم]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali35. مستقر [مُسْتَقِرّ]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali36. مستمر [مُسْتَمِرّ]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali37. مسلسل [مُسَلْسَل]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali38. مسنود [مَسْنُود]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali39. معاقب [مُعَاقَب]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali40. معاقب [مُعَاقِب]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali41. معزز [مُعَزَّز]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali42. مقيم [مُقِيم]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali43. مناوب [مُنَاوِب]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali44. منصب [مُنْصَبّ]Anlamı: birbiri ardından gelen, mütevali -
5 ertesi
1. بعدي [بَعْدِيّ]Anlamı: bir günün, yılın vs. ardından gelen gün, yıl2. تابع [تابِع]Anlamı: bir günün, yılın vs. ardından gelen gün, yıl3. تال [تالِ]Anlamı: bir günün, yılın vs. ardından gelen gün, yıl4. تلو [تِلْو]Anlamı: bir günün, yılın vs. ardından gelen gün, yıl5. لاحق [لاحِق]Anlamı: bir günün, yılın vs. ardından gelen gün, yıl -
6 peşinde
1. آت [آتٍ]Anlamı: hemen ardından2. تبيع [تَبِيع]Anlamı: hemen ardından3. تلو [تِلْو]Anlamı: hemen ardından -
7 akabinde
1. بعدما [بَعْدَمَا]Anlamı: arkasında, hemen arkadan, ardından2. تلو [تِلْو]Anlamı: arkasında, hemen arkadan, ardından -
8 halef
خليفة [خَلِيفَة] -
9 halife
خليفة [خَلِيفَة] -
10 sonradan
بعدما [بَعْدَمَا]Anlamı: konuşulan zamanın ardından
См. также в других словарях:
ardından atlı kovalamak — arkasından atlı kovalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ardından sapan taşı yetişmez — bir kimsenin çok hızlı gittiğini anlatmak için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bey ardından çomak çalan çok olur — güçlü bir kişi ile yüz yüze bulunduklarında ağızlarını açamayanlar, o gittikten sonra aleyhinde atıp tutarlar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUKTEFÎ — Ardından giden. İzinden giden. İktifâ eden. Misâl alan, örnek tutan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
List of sultans of the Ottoman Empire — Ottoman Imperial Standard Sultan of the Ottoman Empire Former Monarchy … Wikipedia
akabinde — zf. Arkasından, hemen arkadan, ardından, hemen ardından Kulağı iki kesik tırnak kıskacına aldıktan sonra başı şiddetle sağa sola sarsar, akabinde yanaklarda patlayan iki şimşek alevi gözlerden çıkar. A. Rasim … Çağatay Osmanlı Sözlük
art — is., dı 1) Arka, geri Ardında kapı koyu karanlık bir sonsuzluğa açılıyordu. T. Buğra 2) Bir şeyin öbür yüzü 3) sf. Arkada bulunan Art damak ünsüzü. Art teker. Birleşik Sözler art arda art avurt art bölge art damak … Çağatay Osmanlı Sözlük
derakab — (F. A.) [ ﺐﻘﻋرد ] ardından, hemen, derhal, hemen ardından … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
Nejat Eczacıbaşı — Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Born January 5, 1913(1913 01 05) Izmir, Ottoman Empire Died October 6, 1993(1993 10 06) (aged 80) Philadelphia, Pennsylvania, USA … Wikipedia
Türkan Şoray — (born 28 June 1945, Istanbul) is a Turkish film actress. Biography Türkan Şoray was born to a government official father, Halit Şoray and her mother, Meliha Şoray who was a housewife. She also has one younger sibling, a sister called Nazan, who… … Wikipedia
Emre Araci — Infobox Person name = Emre Araci image size = 225px birth date = 22 December 1968 birth place = Ankara, Turkey occupation = Turkish music historian, composer and conductorEmre Araci, (born 22 December 1968, Ankara) Turkish music historian,… … Wikipedia