-
101 dehşetâver
arapça-farsça دهشت آور dehşet verici. -
102 dehşetengîz
arapça-farsça دهشت انگيز ürkünç, dehşet verici. -
103 dershân
arapça-farsça درسخوان öğrenci. deruhde edilmek üste alınmak, görev bilinmek. deruhde etmek üstüne almak. -
104 desîsekâr
arapça-farsça دسيسه كار hileci, düzenbaz. -
105 devâsâz
arapça-farsça دواساز 1.çare olan. 2.tedavi eden, şifa veren. -
106 dindârî
arapça-farsça ديندارى dindarlık. -
107 duâgû
arapça-farsça دعاگو duacı, dua eden. -
108 dûnperver
arapça-farsça دون پرور aşağılık kimseleri koruyan. -
109 durûb-i emsâl
arapça-farsça ضروب امثال atasözleri. -
110 dünyâperest
arapça-farsça دنياپرست dünya düşkünü. -
111 dürdâne
arapça-farsça دردانه 1.inci tanesi. 2.sevgili. -
112 ebcedhân
arapça-farsça ابجدخوان 1.okula yeni başlamış öğrenci. 2.acemi, deneyimsiz. -
113 eblehâne
arapça-farsça ابلهانه bön bön. -
114 eblehî
arapça-farsça ابلهى bönlük. -
115 eczâhâne
arapça-farsça اجزاخانه eczane. -
116 elemzede
arapça-farsça الم زده elemli. -
117 emânât-ı mübâreke
arapça-farsça امانات مباركه kutsal emanetler. -
118 emânetdâr
arapça-farsça امانت دار emanetçi. -
119 emirnâme
arapça-farsça امرنامه ferman, emir belgesi. -
120 esefnâk
arapça-farsça اسفناك üzücü.
См. также в других словарях:
Ottoman Empire — دَوْلَتِ عَلِيّهٔ عُثمَانِیّه Devlet i Âliyye i Osmâniyye … Wikipedia
Turkish grammar — This article concerns the grammar of the Turkish language. A companion to this article is Turkish vocabulary. Three features that, together, distinguish Turkish from many other languages are the following: #Turkish is highly agglutinative: its… … Wikipedia
Ahmed Ateş — (* 1911 in Birecik; † 20. Oktober 1966 in Istanbul) war ein türkischer Orientalist und Erforscher der persischen Literatur. Inhaltsverzeichnis 1 Jugend 2 Leben 3 Weblinks … Deutsch Wikipedia
DERİ — f. Farsçanın sahihi, fasih olanı. (Kapı demek olan der ismi Farsça olduğu halde Arapça sayılarak müennesi deriyye yapılmıştır.) * Havası hoş ve lâtif. Yeşilliği bol olan dağ eteği … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ELSİNE-İ SELÂSE — Üç lisan. Türkçe, Arapça ve Farsça … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MASDAR-I CA'LÎ — (Mec ul) yapma olan masdar. Arapçada, bazı isim ve sıfatların sonlarına ( iyyet) ilâve edilerek yapılır. Meselâ: İnsan: İnsaniyyet, Şâir: Şâiriyyet. Câhil: Câhiliyyet. Merbut: Merbutiyyet gibi.Arapça veya Farsça kelimenin sonuna ( îden) eki… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜLEMMAAT — (Mülemma . C.) Bir kısmı Türkçe, bir kısmı Farsça veya Arapça söylenmiş olan manzumeler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ORDU (URDU) DİLİ — Pakistan da Müslümanların konuştukları Arapça, Türkçe, Farsça ve Hintçeden müteşekkil olan dil … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEBELBÜL — Lisanların muhtelif ve muhtelit olması. Bazısı Arapça, bazısı Farsça ve Türkçe olmak gibi. * Karışıklık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük