-
1 arı kovanı
у́лейarı kovanı gibi işlemek — гуде́ть подо́бно у́лью
-
2 gibi
1. послелог1) как, по́добно, по́добно тому́, как…; сло́вно; вро́деarı gibi çalışmak — труди́ться как пчела́
arı kovanı gibi — [шу́мный] как у́лей
at anası gibi — [здоро́вая] как кобы́ла (о девице, женщине)
bal gibi — а) [сла́дкий] как мёд; б) за́просто, легко́
bu kavun bal gibi tatlıdır — э́та ды́ня сла́дкая как мёд
benim gibi — по́добно мне, как я
benim gibi yapınız — де́лайте как я, поступа́йте по́добно мне
boğa gibi(dir) — [здоро́в] как бык
bu gibi, bunun gibi — по́добный, тако́й
bu gibi hayvanlar bizde yok — таки́х (подо́бных) живо́тных у нас нет
bu gibi insanlar — таки́е (тако́го ро́да) лю́ди
bugün(kü) gibi aklımda или şimdi(ki) gibi aklımda — как сего́дня (как сейча́с) по́мню
buz gibi bakış — холо́дный (леденя́щий) взгляд
bülbül gibi konuşmak — говори́ть легко́, свобо́дно, говори́ть краси́во, петь как солове́й
deli gibi — как безу́мный
onlar gibi — как они́
2) с формой на -dığı передаёт содержание придаточных предложений времени как то́лько…, лишь то́лько…, едва́…3) с формой на -dığı передаёт содержание придаточных предложений сравнения как…, по́добно тому́, как…4) (после глагольных форм) как, как бы, бу́дто, бу́дто бы, сло́вно, как бу́дто; то́чно5) (при перечислении) таки́е как, ка́к-то2.1) по́добный; тако́й, как э́тот; ра́вныйbu gibiler — таки́е (подо́бные) лю́ди
bu gibilerden sakınmalı — таки́х [люде́й] сле́дует остерега́ться
bu gibilerle konuşma — с таки́ми [людьми́] не разгова́ривай!
2) с вопросительным местоимением:- ne gibi?3.(тж. …de… gibi) как и; та́к же, как и◊
gibilerden — прост. вро́де, ка́к-то◊
gibi gelmek = gibi görünmek —◊
gibisine gelmek — прост. каза́ться, чу́диться◊
gibisine getirmek — прост. намека́ть, говори́ть намёками о чём◊
gibi görünmek — каза́ться◊
-mış gibi görünmek — де́лать вид, что…, создава́ть ви́димость чего, прики́дываться◊
-mış gibi yapmak — де́лать вид (притворя́ться), бу́дто…
См. также в других словарях:
arı kovanı — is. Arıların içinde bal yaptıkları çeşitli maddelerden yapılmış yuva Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller arı kovanı gibi işlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
arı kovanı gibi işlemek — bir yerin gireni çıkanı çok olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
arı — 1. sf. 1) Temiz, münezzeh 2) Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis 3) Günahsız Birleşik Sözler arı kil arı sili eteği arı 2. is., hay. b. Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek (Apis mellifica) Birleşik Sözler … Çağatay Osmanlı Sözlük
ASSALE — Arı, bal arısı. * Arı kovanı, kovan. * Petek, bal peteği … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
petek — arı kovanı; mukeddir … Çağatay Osmanlı Sözlük
kovan — is. 1) Fişeğin kapsül, barut ve kurşun taşıyan yuva bölümü, kapçık İşte, etrafa yayılan top kovanları, kırık tüfekler, fişek yığınları... H. E. Adıvar 2) Çoğunlukla toprak veya tahtadan yapılan arı barınağı 3) hlk. Yayık Birleşik Sözler kovan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
NUHRUB — (C.: Nehârib) Kaya yarığı. * Arı kovanı. * Arı sesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
daldız — is., hlk. 1) Marangozların kullandığı ağaç oymaya yarayan oluklu demir alet 2) Ağaçtan oyulmuş arı kovanı 3) Ağaçtan oyulmuş yayık 4) Petekten bal almak için kullanılan demir kepçe, demir bıçak … Çağatay Osmanlı Sözlük
petek — is., ği 1) Arıların yumurtalarını bırakmak ve bal depo etmek için yaptığı, düzgün altıgen ağızlı bal mumu yuvacıklar topluluğu 2) Bu yuvacıklar topluluğunun bal olmayanı 3) Isıtma tesisatında ısı dağıtımını, içinden sıcak su geçerek sağlayan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
AGAL — Darıltma, kışkırtma. * Çiğnemeden yutma. * Ağıl. * Arı kovanı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CİLF — Boş küp.* Kırılmış, ufanmış köpek esfeli. Arı kovanı. * Kuru ekmek parçası. Kuru ekmek kenarı. * Yüzülüp karnı çıkmış ve başı ile ayağı kesilmiş koyun. * Her nesnenin parçası. * Hoyrat, kaba. Ayak takımından … Yeni Lügat Türkçe Sözlük