-
1 Auffassungsgabe
kein pl anlayış, anlama yeteneği, anlama ve kavrama yetisi -
2 Begriffsvermögen
kein pl anlayış, anlama yeteneği, anlama ve kavrama yetisi -
3 فهم
Iفَهِم1. sağgörülüAnlamı: basiretli2. cingözAnlamı: açıkgöz, hiç aldatılmayan kimse3. zeyrekAnlamı: anlayışlı, uyanık, zeki olan kimse4. kafalıAnlamı: bilgili, kavrayışlı ve anlayışlı5. arifAnlamı: çok anlayışlı ve sezgili kişi6. zekiAnlamı: anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, anlak olan kimse7. anlayışlıAnlamı: ferasetli, izanlı, zeki olan kimse8. açıkgözIIفَهِمَ1. görmekAnlamı: anlamak, kavramak, sezmek2. kavramakAnlamı: iyice anlamak3. bilinçlenmekAnlamı: bilinçli duruma gelmek4. fark etmekAnlamı: anlamak, görmek5. vukufAnlamı: anlama, bilme6. anlamakAnlamı: konuları, olayları kavramak ve düşünmek, idrak etmek7. hissetmekAnlamı: farkına varmak, anlamakفَهْم1. telâkkiAnlamı: anlayış, görüş2. anlıkAnlamı: duyu ve iradeden ayrı olarak düşünülen bilme melekesi, anlama gücü, müdrike, entelekt3. kavramaAnlamı: kavramak işi, anlama4. eksperlikAnlamı: uzmanlık5. irfanAnlamı: bilme, anlama6. içtihatAnlamı: özel görüş, anlayış7. kavrayışAnlamı: kavrama, anlama yetisi8. entelektAnlamı: akıl, zihin, idrak9. aşinalıkAnlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık10. aşinaAnlamı: bildik, tanıdık11. şuurAnlamı: bilinç12. anlayışAnlamı: zihniyet, telâkki, anlama biçimi13. algıAnlamı: bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak14. takdirAnlamı: anlama15. zihinAnlamı: anlayış, kavrayış -
4 إدراك
إِدْراك1. yargıAnlamı: idrak2. izanAnlamı: anlayış, anlama3. telâkkiAnlamı: anlayış, görüş4. kavramaAnlamı: kavramak işi, anlama5. ergenlikAnlamı: olgunluk hâli6. erginlikAnlamı: ergin olma durumu, rüşt, kemal7. kavrayışAnlamı: kavrama, anlama yetisi8. buluğAnlamı: erin olma, baliğ olma9. erişimAnlamı: belli iki yer arasında gidip gelebilme, ulaşım10. zihinAnlamı: anlayış, kavrayış11. anlayışAnlamı: zihniyet, telâkki, anlama biçimi12. algıAnlamı: bir şeye dikkati yönelterek o şeyin bilincine varma, idrak
См. также в других словарях:
havsala — is., esk., Ar. ḥavṣala 1) Kuş kursağı 2) anat. Leğen 3) mec. Zihnin bir şeyi anlama ve kavrama yetisi Birleşik Sözler havsalası dar havsalası geniş Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller havsalası almamak havsalasına sığmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kavrayış — is. 1) Kavrama, anlama, algılama yetisi 2) Motorlu araçlarda lastiğin tam olarak yolu kavraması 3) fel. Bir algının doğrudan doğruya kavranması … Çağatay Osmanlı Sözlük