-
1 aldatmak
vt1) betrügenkarısını/kocasını \aldatmak seine Frau/ihren Mann betrügen( kendi) kendini \aldatmak sich (selbst) betrügen2) ( fam) (he) reinlegen3) ( yanıltmak) irreführen, täuschen, in die Irre führen4) ( yalan söylemek) belügen5) ( yanlış kanı vermek) trügen -
2 aldatmak
-
3 aldatmak
-i1) обма́нывать2) вводи́ть в заблужде́ние, дезориенти́ровать3) совраща́ть, сбива́ть с то́лку4) изменя́ть ( о супругах) -
4 aldatmak
алдау; бозга утырту; ялгану -
5 aldatmak
v. cheat, delude, two-time, be unfaithful; deceive, defraud, fake, feint, bamboozle, bilk, cuckold, do down, double cross, play smb. false, finagle, fox, gammon, gull, gyp, have, hocus, hoodwink, hornswoggle, humbug, palter, put it over on, sell* * *cheat -
6 aldatmak
xapandin--------xirandin -
7 aldatmak
łudzić; omamić; oszukać; oszukiwać; zwodzić -
8 aldatmak
В1) обма́нывать, плутова́ть, надува́ть, околпа́чивать2) вводи́ть в заблужде́ние, дезинформи́ровать; дезориенти́ровать3) изменя́ть (о супругах) -
9 aldatmak
ГЪЭПЦIЭН, КЪЭГЪЭПЦIЭН -
10 aldatmak
гъэпцIэн, тхьэгъэпцIын, къэгъэделэ, ешхъух -
11 aldatmak
أضلاحتالاختلبتحايلخاتلختلخدعدارىدالسدلسراوغضللغشكادكذبوالسولس -
12 aldatmak
1. أضل [أَضَلَّ]2. احتال [اِحْتالَ]3. اختلب [اِخْتَلَبَ]4. تحايل [تَحَايَلَ]5. خاتل [خاتَلَ]6. ختل [خَتَلَ]7. خدع [خَدَعَ]8. دارى [دارَى]9. دالس [دالَسَ]10. دلس [دَلَّسَ]11. راوغ [راوَغَ]12. ضلل [ضَلَّلَ]13. غش [غَشَّ]14. كاد [كادَ]15. كذب [كَذَبَ]16. والس [والَسَ]17. ولس [وَلَسَ] -
13 aldatmak
"to mislead; to cheat, to deceive, to fool, to swindle, to defraud, to delude, to trick, to hoodwink, to beguile (sb into doing), to fox, to dupe, to take sb in; to be unfaithful, to cuckold, to cheat on sb" -
14 aldatmak
/ı/ 1. to mislead. 2. to cheat, deceive, dupe. 3. to break a promise given to (another). 4. to mislead (someone) by appearance. 5. to satisfy (a need) falsely. 6. to be unfaithful (to). -
15 aldatmak
aldatmaq -
16 aldatmak
fixlovat; klamat; obloudit; oklamat; ošálit; podvádět; podvést; švindlovat; zahánět -
17 eşini aldatmak
v. commit adultery -
18 kurnazca aldatmak
v. jockey -
19 şeytan aldatmak
to have nocturnal emissions -
20 sell smb. a packet
aldatmak
См. также в других словарях:
aldatmak — i 1) Beklenmedik bir davranışla yanıltmak Genç kızı aldatmak için dil dökmeye başlamıştır. P. Safa 2) Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak Üç defadır bu yezit beni aldatıyor. B. Felek 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şeytan aldatmak — 1) bazı davranışlarda iradeli, güçlü davranamamak, nefsine uymak 2) uyku hâlindeyken meni boşalmak, düş azmak O gecenin sabahı şeytanın aldattığı vücudunu soğuk suda temizlerdi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
IHTİLAB — Aldatmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAHDİ' — Aldatmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
arışmak — aldatmak, birbirini aldatmak I, 182 eriş argaç I, 61 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kazık atmak — aldatmak, kazıklamak Bütün ilişkileri birilerine kazık atmak üzerine kurulu. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
faka bastırmak — aldatmak, tuzağa düşürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
keçe külah etmek — aldatmak, kandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mandepsiye bastırmak — aldatmak, tuzağa düşürmek Karı kocaya benzemiyordu ya neyse beni adamakıllı mandepsiye bastırdılar. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
aldamak — aldatmak I, 273, 472 alduzmak malını elinden aldırmak, soyulmak II 87 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yubılamak — aldatmak, hile yapmak, al etmek., II, 315; III, 327, 328bkz: burbatmak, yap yup k ılmak, yubatmak, yuplamak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini