-
1 منزع
akım -
2 نزعة
akım -
3 جري
akım; akıntı; cereyan; debi; koşu; seyelan -
4 سريان
akım; akıntı; cereyan; galebe; seyelan; sirkülâsyon; tedavül -
5 سيل
akım; akıntı; bolluk; cereyan; debi; sel; seyelan -
6 سيلان
akım; akıntı; bel soğukluğu; bolluk; cereyan; debi; seyelan -
7 مشرب
akım; içecek; meyhane -
8 ميل
akım; eğiklik; eğiliş; eğim; eğdirmek; meyil; sapma; sondalamak; yatkınlık; yönseme; yönelim -
9 جري
جَرْي1. seyelanAnlamı: akma, akıntı2. debiAnlamı: bir akar suyu herhangi bir kesiminden saniyede geçen suyun hacmi, akım3. koşuAnlamı: koşarak yapılan yarış4. akımAnlamı: akmak ışı, hava su gibi akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, cereyan5. akıntı6. cereyanAnlamı: bir yöne doğru akma, akıntı -
10 سيل
سَيْل1. seyelanAnlamı: akma, akıntı2. debiAnlamı: bir akar suyu herhangi bir kesiminden saniyede geçen suyun hacmi, akım3. selAnlamı: taşkın su4. akıntı5. akımAnlamı: akmak ışı, hava su gibi akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, cereyan6. cereyanAnlamı: bir yöne doğru akma, akıntı7. bollukAnlamı: bol olma durumu -
11 سيلان
1. bel soğukluğu2. debiAnlamı: bir akar suyu herhangi bir kesiminden saniyede geçen suyun hacmi, akım3. seyelanAnlamı: akma, akıntı4. akıntı5. akımAnlamı: akmak ışı, hava su gibi akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, cereyan6. bollukAnlamı: bol olma durumu7. cereyanAnlamı: bir yöne doğru akma, akıntı -
12 سيال
akıcı; akım; akışkan; cereyan; cari; likit; mayi -
13 ثجيج
ثَجِيجdebiAnlamı: bir akar suyu herhangi bir kesiminden saniyede geçen suyun hacmi, akım -
14 سريان
سَرَيان1. seyelanAnlamı: akma, akıntı2. tedavülAnlamı: sürüm, geçerlilik3. sirkülâsyonAnlamı: dolanış, tedavül4. akımAnlamı: akmak ışı, hava su gibi akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, cereyan5. akıntı6. galebeAnlamı: üstünlük, çokluk7. cereyanAnlamı: bir yöne doğru akma, akıntı -
15 سيال
سَيَّال1. cariAnlamı: olagelen, geçen, yürürlükte olan2. akışkanAnlamı: seyyal, akıcı olan3. likitAnlamı: sıvı, akar su gibi4. mayiAnlamı: sıvı5. akıcıAnlamı: akma özelliği olan6. akımAnlamı: akmak ışı, hava su gibi akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, cereyan7. cereyanAnlamı: bir yöne doğru akma, akıntı -
16 صهيونية
-
17 مدرسة
مَدْرَسَة1. mektepAnlamı: okul2. medrese3. ekolAnlamı: okul, akım4. okulAnlamı: öğretimin yapıldığı yer, mektep -
18 مشرب
مَشْرَب1. akımAnlamı: sanat ve diğerleri gibi ceryan2. içecekAnlamı: içilen her şey, meşrubat3. meyhaneAnlamı: içki satılan ve içilen yer -
19 منزع
-
20 ميل
Iمَيْل1. yönsemeAnlamı: temayül2. eğiklikAnlamı: eğik olma durumu, yamukluk3. akımAnlamı: sanat ve diğerleri gibi ceryan4. sapma5. yönelimAnlamı: yönelme durumu6. eğimAnlamı: eğilmiş olma durumu7. meyilAnlamı: eğiklik, eğim, akıntı8. yatkınlıkAnlamı: yatkın olma durumu9. eğilişAnlamı: eğilmek ışı veya biçimiIIمَيَّلَ1. eğdirmekAnlamı: eğik duruma getirmek2. sondalamakAnlamı: sonda takmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
Akim — Personnage de fiction apparaissant dans Akim Alias Jim Rank Pouvoirs agilité, rapidité, force surhumaine, technique de … Wikipédia en Français
Akim — ist der Name eines Comics, siehe Akim (Comicfigur) der Name eines Volkes, siehe Akim (Volk) Diese Seite ist eine Begriffsklärung zur Unterscheidung mehrerer mit demselben Wort bezeichneter Begriffe … Deutsch Wikipedia
Akim — m Scandinavian and Russian form of JOACHIM (SEE Joachim), traditional in the villages of the Russian countryside, but now rare among city dwellers. It has become familiar in the English speaking world through the film actor Akim Tamaroff… … First names dictionary
akim — akim; akim·bo; … English syllables
Akim — Akim, Reich u. Stadt auf der Goldküste (Oberguinea) … Pierer's Universal-Lexikon
akım — akım, bir defada akacak kadar olan I, 75 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
akım — is. 1) Akma işi 2) fiz. Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu. A. İlhan Hava akımı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akim — sf., esk., Ar. ˁaḳīm 1) Kısır, verimsiz, döl veremeyen 2) Sonuçsuz, başarısız Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller akim kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
akim — ˈäˌkim, ˈäˌchim noun (plural akim or akims) Usage: usually capitalized Etymology: Akan 1. : an African Negro Akan speaking people of Ghana 2. : a member of the Akim people … Useful english dictionary
akîm — (A.) [ ﻢﻴﻘﻋ ] 1. kısır. 2. sonuçsuz. ♦ akim kalmak gerçekleşememek, sonuçsuz kalmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
Akim El Sikameya — au Festival de la cité en 2010 sur la place du château de Lausanne Pays d’origine … Wikipédia en Français