-
1 ahir zaman
1) после́днее вре́мя2) коне́ц све́та -
2 âhir zaman
a) the latest time b) the end of the world -
3 ahir zaman peygamberi
мус.проро́к Муха́ммед -
4 ahir
ahir [ɑː'hƗr] letzt-;ahir zaman in letzter Zeit; das Ende der Welt -
5 ahır
1) хлев, конюшняat ahırı - конюшняср. at aranı2) конец, исход, окончаниеahırında - в концеahır zaman - конец света, светопреставлениеср. fetih 3) -
6 âhir
1.the last, the final: âhir nefes last gasp. 2. in the end. 3. end, conclusion, termination. - olmak to come to an end, end. - ömür/vakit old age, (one´s) last years. - zaman the time during which the Last Judgment can be expected to take place. - zaman peygamberi the Prophet Muhammad. -
7 fetih
(fethi)1) завоевание, покорение, взятие, захватfezanıñ fethi - покорение космосаfetih etmek - завоевать, покоритьfetih etilmek - быть завоеванным, покорённым2) открывание3) рел. день светопреставленияср. ahır zaman -
8 stall
n. ahır, koltuk, stand, tezgâh, koltuk [tiy.], sargı (parmak), hız kaybedip düşme (uçak), park yeri, oyalama, bahanelerle aldatma, vakit kazanmaya çalışma————————v. oyalamak, hızı kesilerek düşmek, zaman kazanmak, geciktirmek, saplanmak, durmak (motor), stop etmek, hızı kesilmek* * *1. geciktir (v.) 2. ahır (n.)* * *I [sto:l] noun1) (a compartment in a cowshed etc: cattle stalls.) ahır2) (a small shop or a counter or table on which goods are displayed for sale: He bought a newspaper at the bookstall on the station; traders' stalls.) tezgâh•- stallsII 1. [sto:l] verb1) ((of a car etc or its engine) to stop suddenly through lack of power, braking too quickly etc: The car stalled when I was halfway up the hill.) stop etmek2) ((of an aircraft) to lose speed while flying and so go out of control: The plane stalled just after take-off and crashed on to the runway.) hız kaybedip kontroldan çıkmak3) (to cause (a car etc, or aircraft) to do this: Use the brake gently or you'll stall the engine.) stop ettirmek2. noun(a dangerous loss of flying speed in an aircraft, causing it to drop: The plane went into a stall.) durma, stop etmeIII [sto:l] verb(to avoid making a definite decision in order to give oneself more time.) oyalamak, savsaklamak -
9 evvel
1. /dan/ before. 2. first, initial. 3. former, past. 4. formerly, earlier, before. 5. ago. 6. beginnings, beginning. -leri formerly. - Allah with God´s help, God willing. - Allah, sonra sizin sayenizde. By God´s grace, then by your help! - emirde first of all. - ve ahir sooner or later. - zaman formerly, in the old days. - zaman içinde once upon a time. -
10 أمد
أَمَد1. hudutAnlamı: uç, son, nihayet2. âhirAnlamı: sonra, sonunda, en sonra3. bitimAnlamı: son, nihayet4. bitişAnlamı: son, nihayet5. hitamAnlamı: son, bitim, nihayet6. limit7. vakitAnlamı: zaman -
11 دابر
دابِر1. hudutAnlamı: uç, son, nihayet2. maziAnlamı: geçmiş3. âhirAnlamı: sonra, sonunda, en sonra4. bitişAnlamı: son, nihayet5. bitimAnlamı: son, nihayet6. ardıncaAnlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra7. geçmişAnlamı: zaman bakımından geride kalmış8. asılAnlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı
См. также в других словарях:
ahir zaman — is. 1) Son zaman 2) din b. Dünyanın son günleri, kıyametin kopmak üzere bulunduğu günler veya yıllar Birleşik Sözler ahir zaman peygamberi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahir zaman peygamberi — is., din b. Müslümanlarca son peygamber olduğuna inanılan Hz. Muhammed … Çağatay Osmanlı Sözlük
zaman — is., Ar. zamān 1) Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. Ö. Seyfettin 2) Bu sürenin belirli bir parçası, vakit Efendiler,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahir — sf., Ar. āḫir 1) Son, sonraki 2) zf. Sonra, en sonra, sonunda Birleşik Sözler ahir vakit ahir zaman cemaziyelahir evvel ahir … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahirşer — ahir zaman … Beypazari ağzindan sözcükler
DÂBBET-ÜL ARZ — Hadis i şerifle âhir zamanda olacağı haber verilen ve âhir zaman alâmetlerinden olan bir nevi mahluk. (Cenâb ı Hakk a itâat etmeyenleri içlerinden kemireceği ve yiyeceği bildirilen dehşetli bir mahluk tâifesi.)(Kur ânda, gayet mücmel bir işaret… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Murat Kekilli — (* 1968 in Adana, Türkei) ist ein türkischer Rockmusiker. Im Jahr 2004 wurde er vom türkischen Musiksender Kral TV für den Video Musik Preis als bester Rockkünstler nominiert. Schlagartig bekannt wurde er in der Türkei durch sein Lied „Bu akşam… … Deutsch Wikipedia
peygamber — is., din b., Far. peyġāmber İnsanlara Tanrı nın buyruklarını bildiren, onları Tanrı yoluna, dine çağıran kimse, yalvaç, yalavaç, elçi Birleşik Sözler peygamber ağacı peygamber balığı peygamber çiçeği peygamberdevesi peygamber dikeni … Çağatay Osmanlı Sözlük
vakit — is., kti, Ar. vaḳt 1) Zaman Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek te. Y. K. Beyatlı 2) Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil. 3) Çağ Vaktin bilginleri. 4) Belirlenmiş olan zaman Kâhya vakit… … Çağatay Osmanlı Sözlük
India — /in dee euh/, n. 1. Hindi, Bharat. a republic in S Asia: a union comprising 25 states and 7 union territories; formerly a British colony; gained independence Aug. 15, 1947; became a republic within the Commonwealth of Nations Jan. 26, 1950.… … Universalium
evvel — zf., Ar. evvel 1) Önce Hikâyeye girmeden evvel uzun uzun gevezelikler yapmamalıyız. S. F. Abasıyanık 2) sf. İlk, önceki, geçmiş Birleşik Sözler evvel ahir evvel bahar evvelemirde evvel zaman aklıevvel … Çağatay Osmanlı Sözlük