Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

ahir+zaman/tr

  • 1 ahir zaman

    1) после́днее вре́мя
    2) коне́ц све́та

    Türkçe-rusça sözlük > ahir zaman

  • 2 âhir zaman

    a) the latest time b) the end of the world

    İngilizce Sözlük Türkçe > âhir zaman

  • 3 ahir zaman peygamberi

    мус.
    проро́к Муха́ммед

    Türkçe-rusça sözlük > ahir zaman peygamberi

  • 4 ahir

    ahir [ɑː'hƗr] letzt-;
    ahir zaman in letzter Zeit; das Ende der Welt

    Türkçe-Almanca sözlük > ahir

  • 5 ahır

    1) хлев, конюшня
    at ahırı - конюшня
    ср. at aranı
    2) конец, исход, окончание
    ahırında - в конце
    ahır zaman - конец света, светопреставление
    ср. fetih 3)

    Крымскотатарский-русский словарь (латинский) > ahır

  • 6 âhir

    1.the last, the final: âhir nefes last gasp. 2. in the end. 3. end, conclusion, termination. - olmak to come to an end, end. - ömür/vakit old age, (one´s) last years. - zaman the time during which the Last Judgment can be expected to take place. - zaman peygamberi the Prophet Muhammad.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > âhir

  • 7 fetih

    (fethi)
    1) завоевание, покорение, взятие, захват
    fezanıñ fethi - покорение космоса
    fetih etmek - завоевать, покорить
    fetih etilmek - быть завоеванным, покорённым
    2) открывание
    3) рел. день светопреставления
    ср. ahır zaman

    Крымскотатарский-русский словарь (латинский) > fetih

  • 8 stall

    n. ahır, koltuk, stand, tezgâh, koltuk [tiy.], sargı (parmak), hız kaybedip düşme (uçak), park yeri, oyalama, bahanelerle aldatma, vakit kazanmaya çalışma
    ————————
    v. oyalamak, hızı kesilerek düşmek, zaman kazanmak, geciktirmek, saplanmak, durmak (motor), stop etmek, hızı kesilmek
    * * *
    1. geciktir (v.) 2. ahır (n.)
    * * *
    I [sto:l] noun
    1) (a compartment in a cowshed etc: cattle stalls.) ahır
    2) (a small shop or a counter or table on which goods are displayed for sale: He bought a newspaper at the bookstall on the station; traders' stalls.) tezgâh
    II 1. [sto:l] verb
    1) ((of a car etc or its engine) to stop suddenly through lack of power, braking too quickly etc: The car stalled when I was halfway up the hill.) stop etmek
    2) ((of an aircraft) to lose speed while flying and so go out of control: The plane stalled just after take-off and crashed on to the runway.) hız kaybedip kontroldan çıkmak
    3) (to cause (a car etc, or aircraft) to do this: Use the brake gently or you'll stall the engine.) stop ettirmek
    2. noun
    (a dangerous loss of flying speed in an aircraft, causing it to drop: The plane went into a stall.) durma, stop etme
    III [sto:l] verb
    (to avoid making a definite decision in order to give oneself more time.) oyalamak, savsaklamak

    English-Turkish dictionary > stall

  • 9 evvel

    1. /dan/ before. 2. first, initial. 3. former, past. 4. formerly, earlier, before. 5. ago. 6. beginnings, beginning. -leri formerly. - Allah with God´s help, God willing. - Allah, sonra sizin sayenizde. By God´s grace, then by your help! - emirde first of all. - ve ahir sooner or later. - zaman formerly, in the old days. - zaman içinde once upon a time.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > evvel

  • 10 أمد

    أَمَد
    1. hudut
    Anlamı: uç, son, nihayet
    2. âhir
    Anlamı: sonra, sonunda, en sonra
    3. bitim
    Anlamı: son, nihayet
    4. bitiş
    Anlamı: son, nihayet
    5. hitam
    Anlamı: son, bitim, nihayet
    6. limit
    7. vakit
    Anlamı: zaman

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > أمد

  • 11 دابر

    دابِر
    1. hudut
    Anlamı: uç, son, nihayet
    2. mazi
    Anlamı: geçmiş
    3. âhir
    Anlamı: sonra, sonunda, en sonra
    4. bitiş
    Anlamı: son, nihayet
    5. bitim
    Anlamı: son, nihayet
    6. ardınca
    Anlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıra
    7. geçmiş
    8. asıl
    Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > دابر

См. также в других словарях:

  • ahir zaman — is. 1) Son zaman 2) din b. Dünyanın son günleri, kıyametin kopmak üzere bulunduğu günler veya yıllar Birleşik Sözler ahir zaman peygamberi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ahir zaman peygamberi — is., din b. Müslümanlarca son peygamber olduğuna inanılan Hz. Muhammed …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zaman — is., Ar. zamān 1) Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. Ö. Seyfettin 2) Bu sürenin belirli bir parçası, vakit Efendiler,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ahir — sf., Ar. āḫir 1) Son, sonraki 2) zf. Sonra, en sonra, sonunda Birleşik Sözler ahir vakit ahir zaman cemaziyelahir evvel ahir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ahirşer — ahir zaman …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • DÂBBET-ÜL ARZ — Hadis i şerifle âhir zamanda olacağı haber verilen ve âhir zaman alâmetlerinden olan bir nevi mahluk. (Cenâb ı Hakk a itâat etmeyenleri içlerinden kemireceği ve yiyeceği bildirilen dehşetli bir mahluk tâifesi.)(Kur ânda, gayet mücmel bir işaret… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Murat Kekilli — (* 1968 in Adana, Türkei) ist ein türkischer Rockmusiker. Im Jahr 2004 wurde er vom türkischen Musiksender Kral TV für den Video Musik Preis als bester Rockkünstler nominiert. Schlagartig bekannt wurde er in der Türkei durch sein Lied „Bu akşam… …   Deutsch Wikipedia

  • peygamber — is., din b., Far. peyġāmber İnsanlara Tanrı nın buyruklarını bildiren, onları Tanrı yoluna, dine çağıran kimse, yalvaç, yalavaç, elçi Birleşik Sözler peygamber ağacı peygamber balığı peygamber çiçeği peygamberdevesi peygamber dikeni …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vakit — is., kti, Ar. vaḳt 1) Zaman Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek te. Y. K. Beyatlı 2) Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil. 3) Çağ Vaktin bilginleri. 4) Belirlenmiş olan zaman Kâhya vakit… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • India — /in dee euh/, n. 1. Hindi, Bharat. a republic in S Asia: a union comprising 25 states and 7 union territories; formerly a British colony; gained independence Aug. 15, 1947; became a republic within the Commonwealth of Nations Jan. 26, 1950.… …   Universalium

  • evvel — zf., Ar. evvel 1) Önce Hikâyeye girmeden evvel uzun uzun gevezelikler yapmamalıyız. S. F. Abasıyanık 2) sf. İlk, önceki, geçmiş Birleşik Sözler evvel ahir evvel bahar evvelemirde evvel zaman aklıevvel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»