-
21 asıl
1. أرومة [أَرُومَة]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı2. أصل [أَصْل]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı3. أم [أُمّ]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı4. دابر [دابِر]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı5. سبر [سِبْر]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı6. شأفة [شَأْفَة]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı7. عرق [عِرْق]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı8. مأتى [مَأْتًى]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı9. مأخذ [مَأْخَذ]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı10. مصدر [مَصْدَر]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı11. معين [مَعِين]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı12. منبت [مَنْبِت]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı13. منبع [مَنْبَع]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı14. منشأ [مَنْشَأ]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı15. عنصر [عُنْصُر]Anlamı: bir şeyin kendisi, kök, kaynak, örnek ve kopya karşıtı -
22 bitim
1. أمد [أَمَد]Anlamı: son, nihayet2. اختتام [اِخْتِتَام]Anlamı: son, nihayet3. خاتم [خاتَم]Anlamı: son, nihayet4. خاتمة [خاتِمَة]Anlamı: son, nihayet5. ختام [خِتَام]Anlamı: son, nihayet6. دابر [دابِر]Anlamı: son, nihayet7. دبر [دُبْر]Anlamı: son, nihayet8. قصارى [قُصَارَى]Anlamı: son, nihayet9. قصوى [قُصْوَى]Anlamı: son, nihayet10. مختتم [مُخْتَتَم]Anlamı: son, nihayet11. مدى [مَدًى]Anlamı: son, nihayet12. منتهى [مُنْتَهَى]Anlamı: son, nihayet13. نهاية [نِهَايَة]Anlamı: son, nihayet -
23 bitiş
1. أمد [أَمَد]Anlamı: son, nihayet2. اختتام [اِخْتِتَام]Anlamı: son, nihayet3. خاتم [خاتَم]Anlamı: son, nihayet4. خاتمة [خاتِمَة]Anlamı: son, nihayet5. ختام [خِتَام]Anlamı: son, nihayet6. دابر [دابِر]Anlamı: son, nihayet7. دبر [دُبْر]Anlamı: son, nihayet8. قصارى [قُصَارَى]Anlamı: son, nihayet9. قصوى [قُصْوَى]Anlamı: son, nihayet10. مختتم [مُخْتَتَم]Anlamı: son, nihayet11. مدى [مَدًى]Anlamı: son, nihayet12. منتهى [مُنْتَهَى]Anlamı: son, nihayet13. نهاية [نِهَايَة]Anlamı: son, nihayet -
24 geçmiş
1. ألخن [أَلْخَن]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş2. بهرج [بَهْرَج]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş3. خام [خامّ]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş4. خم [خَمّ]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş5. دابر [دابِر]Anlamı: zaman bakımından geride kalmış6. دفر [دَفِر]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş7. رديء [رَدِيء]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş8. زخم [زَخِم]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş9. زنخ [زَنِخ]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş10. سنخ [سَنِخ]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş11. سهك [سَهِك]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş12. عابر [عابِر]Anlamı: zaman bakımından geride kalmış13. عطن [عَطِن]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş14. عفن [عَفِن]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş15. غابر [غابِر]Anlamı: zaman bakımından geride kalmış16. فائت [فائِت]Anlamı: zaman bakımından geride kalmış17. ماض [ماضٍ]Anlamı: zaman bakımından geride kalmış18. متعفن [مُتَعَفِّن]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş19. مخم [مُخِمّ]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş20. منتن [مُنْتِن]Anlamı: çürümeye yüz tutmuş21. منصرم [مُنْصَرِم]Anlamı: zaman bakımından geride kalmış22. منقض [مُنْقَضٍ]Anlamı: zaman bakımından geride kalmış -
25 hudut
1. أمد [أَمَد]Anlamı: uç, son, nihayet2. حد [حَدّ]Anlamı: sınıır, ilk komşu devketin topraklarını birbirinden ayıran çizgi3. خاتم [خاتَم]Anlamı: uç, son, nihayet4. خاتمة [خاتِمَة]Anlamı: uç, son, nihayet5. ختام [خِتَام]Anlamı: uç, son, nihayet6. دابر [دابِر]Anlamı: uç, son, nihayet7. دبر [دُبْر]Anlamı: uç, son, nihayet8. قصارى [قُصَارَى]Anlamı: uç, son, nihayet9. قصوى [قُصْوَى]Anlamı: uç, son, nihayet10. مختتم [مُخْتَتَم]Anlamı: uç, son, nihayet11. مدى [مَدًى]Anlamı: uç, son, nihayet12. منتهى [مُنْتَهَى]Anlamı: uç, son, nihayet13. نهاية [نِهَايَة]Anlamı: uç, son, nihayet -
26 mazi
1. أسبق [أَسْبَق]Anlamı: geçmiş2. آنف [آنِف]Anlamı: geçmiş3. دابر [دابِر]Anlamı: geçmiş4. سابق [سابِق]Anlamı: geçmiş5. سالف [سالِف]Anlamı: geçmiş6. عابر [عابِر]Anlamı: geçmiş7. غابر [غابِر]Anlamı: geçmiş8. فائت [فائِت]Anlamı: geçmiş9. ماض [ماضٍ]Anlamı: geçmiş10. متقدم [مُتَقَدِّم]Anlamı: geçmiş11. منصرم [مُنْصَرِم]Anlamı: geçmiş12. منقض [مُنْقَضٍ]Anlamı: geçmiş
- 1
- 2
См. также в других словарях:
دابر — معجم اللغة العربية المعاصرة دابِر [مفرد]: ج دوابِرُ: 1 اسم فاعل من دبَرَ. 2 آخِر وعَقِب، أيّ شيء يتبع آخر {وَقَطَعْنَا دَابِرَ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا} | قطَع اللهُ دابرهم وغابرهم: أفناهم عن آخرهم قطَع دابر الشَّرِّ: استَأْصَلَه … Arabic modern dictionary
بتت — بتت: البَتُّ: القَطْعُ المُسْتَأْصِل. يقال: بَتَتُّ الحبلَ فانْبَتَّ. ابن سيده: بَتَّ الشيءَ يَبُتُّه، ويَبِتُّه بَتّاً، وأَبَتَّه: قطَعه قَطْعاً مُسْتَأْصِلاً؛ قال: فَبَتَّ حِبالَ الوصْلِ، بيني وبَيْنَها، أَزَبُّ ظَهُورِ السَّاعِدَيْنِ،… … Lisan Al Arab. Arabic explanatory dictionary
حسم — حسم: الحَسْمُ: القطع، حَسَمَهُ يَحْسِمُهُ حَسْماً فانْحَسَمََ: قَطعه. وحَسَمَ العِرْقَ: قطعه ثم كواهُ لئلا يسيل دَمُهُ، وهو الحَسْمُ. وحَسَمَ الداءَ: قطعه بالدواء. وفي الحديث: عليكم بالصوم فإنه مَحْسَمةٌ للعِرْق ومَذْهَبَةٌ للأَشَرِ أَي مقطعة… … Lisan Al Arab. Arabic explanatory dictionary
خضد — خضد: الخَضْد: الكسر في الرطب واليابس ما لم يَبِن. خَضَدَ الغُصْنَ وغيره يَخْضِدُهُ خَضْداً فهو مخضود وخَضِيد وقد انْخَضَد وتَخَضَّد، وإِذا كسرت العود فلم تبنه قلت: خَضَدْته؛ وخَضَدت العود فانْخَضد أَي ثنيته فانثنى من غير كسر. أَبو زيد: انخضدَّ… … Lisan Al Arab. Arabic explanatory dictionary
غدد — غدد: الغُدَّةُ والغُددَةُ: كل عُقْدَةٍ في جسد الإِنسان أَطاف بها شَحْم. والغُدَدُ: التي في اللحم، الواحدة غُدَّةٌ وغُدَدَةٌ. والغُدٌةُ والغُدَدَة: كل قِطعة صُلْبة بين العصَب. والغُدَّةُ: السِّلْعَة يركبها الشحم. والغُدَّة: ما بين الشحم والسنام.… … Lisan Al Arab. Arabic explanatory dictionary