-
1 hâl
1) Zustand m, Situation f\hâle yola koymak in Ordnung bringen\hâli vakti yerinde olmak gut situiert seinbu \hâlde oraya gidemem ( fam) in diesem Zustand kann ich nicht dahin gehenbu \hâlin ne böyle? ( fam) wie siehst du denn aus?\hâlim kalmadı ( fam) ich kann nicht mehr5) Fall mo \hâlde in dem Fall, dann6) birinin başına bir \hâl gelmek jdm stößt etw zukâbus \hâline gelmek zum Albtraum werden
См. также в других словарях:
HALİYEN — Şimdiki hâlde, şimdiki zamanda … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
diş fırçası — is. Dişleri temizlemede kullanılan bir fırça türü Şimdiki hâlde bir diş fırçam bile yok. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ELHAL — şimdi, hâlâ, henüz, şimdiki hâlde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HALEN — şu anda, henüz, şimdiki hâlde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hâl — is., li, Ar. ḥāl 1) Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet Herkes hâline göre bir hediye verdi. H. R. Gürpınar 2) Davranış, tutum, tavır Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
DELAİL — (Delil. C.) Deliller. Bürhanlar. İsbât vasıtaları.(... Cay ı hayrettir ki; Resul ü Ekrem in (A.S.M.) mübalağasız binler vecihte, binler çeşit insan, herbiri bir tek mu cizesiyle veya bir delil i nübüvvet ile veya bir kelâmı ile veya yüzünü… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HENDESEHANE-İ BAHRÎ — Bahriye Mektebinin ilk adıdır. Abdülhamid zamanında miladi 1773 yılında Cezayirli Hasan Paşa nın teşebbüsüyle Tersane içinde açılmıştır. Okulun ilk baş muallimi, Türk riyaziyecisi Gelenbevi İsmail Efendi dir.Şimdiki ismiyle Gemi İnşa Mühendisliği … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NEFR — Heyecan verici bir emirden dolayı bir yerden bir yere fırlayıp çıkmaktır. Ürkmek demek olan Nüfur da bu mânâdandır. Fakat Nüfur tek başına kaçıp kurtulmak için menfi bir harekette kullanıldığı hâlde; nefr , düşmana karşı gaza için fırlayıp… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük