-
21 squint
adj. şaşı, yan bakan————————n. şaşılık, şaşı bakma, eğilim, yan bakış————————v. şaşı olmak, eğilimi olmak, meyilli olmak, şaşı bakmak, şaşı yapmak* * *1. şaşılık 2. gözlerini kısarak bak (v.) 3. şaşı (adj.)* * *[skwint] 1. verb1) (to have the physical defect of having the eyes turning towards or away from each other or to cause the eyes to do this: The child squints; You squint when you look down at your nose.) şaşı bakmak2) ((with at, up at, through etc) to look with half-shut or narrowed eyes: He squinted through the telescope.) gözlerini kısarak bakmak2. noun1) (a squinting position of the eyes: an eye-operation to correct her squint.) şaşılık2) (a glance or look at something: Let me have a squint at that photograph.) göz atma3. adjective, adverb((placed etc) crookedly or not straight: Your hat is squint.) yamuk -
22 adtorsion
içe şaşılık -
23 convergent strabismus
içe şaşılık -
24 divergent strabismus
dışa şaşılık -
25 strabismus
n. şaşılık* * *strabismus -
26 strabotomy
n. şaşılık ameliyatı* * *strabotomi -
27 squinting
adj. şaşı————————n. şaşılık -
28 squinting
adj. şaşı————————n. şaşılık -
29 حور
ağartmak; beyazlatmak; kavak; şaşılık -
30 حور
IحَوَرşaşılıkAnlamı: şaşı olma durumuIIحَوْرkavakAnlamı: süğütgillerden, kerestesinden yararlanılan bir ağaçحَوَّرَ1. ağartmakAnlamı: ak duruma getirmek, beyazlatmak2. beyazlatmakAnlamı: beyaz duruma getirmek -
31 squint
gözlerini kismak; yan bakmak; sasi bakmak; sasilik; bakis, yan bakis -
32 adtorsion
içe şaşılık -
33 convergent strabismus
içe şaşılık -
34 divergent strabismus
dışa şaşılık
- 1
- 2
См. также в других словарях:
şaşılık — is., ğı Birbirine paralel görme ekseni bulunmama durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü (veya gözleri) kaymak (veya kaçmak) — 1) gözünde hafifçe şaşılık bulunmak 2) istemeyerek bakıvermek İstemeye istemeye gözleri lokantacıya kaçtı. Ö. Seyfettin 3) bayılmak sırasında gözünün akı çoğalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük