-
1 выдворять
-
2 أجلى
sınır dışı etmek -
3 выслать за пределы страны
sınır dışı etmek -
4 uitwijzen
sınır dışı etmek v -
5 deport
sinir disi etmek, yurtdisina sürmek -
6 ذب
kovmak; sınır dışı etmek -
7 ausweisen
kovmaksınır dışı etmek -
8 abschieben
ab|schiebenII vtdie Verantwortung \abschieben sorumluluğu üzerinden atmak2) ülkeden sürmek; ( ausweisen) sınır dışı etmek;jdn über die Grenze \abschieben birini sınır dışı etmek;unerwünschte Personen \abschieben istenmeyen kişileri sınır dışı etmek, istenmeyen kişileri ülkeden sürmek3) ( loswerden) başından atmak -
9 Grenze
Grenze <-n> ['grɛntsə] f1) (Staats\Grenze) sınır (zu -), hudut (zu -);die \Grenze zu Belgien Belçika sınırı;jdn über die \Grenze abschieben birini sınır dışı etmek2) ( Begrenzung)jdn in seine \Grenzen verweisen birine haddini bildirmek -
10 verweisen
verweisen*I vt1) ( hinweisen) göndermek (auf/an -e/-e), işaret etmek (auf/an -e/-e); ( aufmerksam machen) dikkatini çekmek(-in) (auf/an -e/-e);jdn in seine Grenzen \verweisen birine haddini bildirmek -
11 высылать
göndermek,yollamak; sürgün etmek,sınır dışı etmek* * *несов.; сов. - вы́слать1) göndermek; yollamakвысыла́ть что-л. по́чтой — postalamak
-
12 deport
v. sınırdışı etmek; dışlamak; uzaklaştırmak; sürgün etmek* * *sür* * *[di'po:t]((of a government etc) to send (a person) out of the country eg because he has committed a crime or because he is not officially supposed to be there: He is being deported on a charge of murder.) sınır dışı etmek, sürmek -
13 دحر
azil; başarmak; def; kazanmak; sınır dışı etmek -
14 رحل
bagaj; gezici; gitmek; sınır dışı etmek -
15 ausweisen
-
16 أجلى
-
17 دحر
Iدَحَرَ1. kazanmakAnlamı: yenmek, galip gelmek2. sınır dışı etmekAnlamı: başka ülkeye göndermek3. başarmakIIدَحْر1. azilAnlamı: görevden alma2. defAnlamı: savma -
18 ذب
ذَبَّ1. sınır dışı etmekAnlamı: başka ülkeye göndermek2. kovmakAnlamı: bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak, uzaklaştırmak -
19 رحل
Iرَحَّلَsınır dışı etmekAnlamı: başka ülkeye göndermekIIرُحَّلgeziciAnlamı: gezerek iş gören, seyarرَحَلَgitmekAnlamı: bir yer doğru yönelmekIVرَحْلbagajAnlamı: yolcu yükü
См. также в других словарях:
sınır dışı — is. Ülke sınırlarının ötesi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sınır dışı etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sınır dışı etmek — bir kimseyi bulunduğu ülkedeki herhangi bir durumdan dolayı zorla ülkenin sınırları ötesine çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hudut dışı etmek — sınır dışı etmek, ülkeden dışarı çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hudut dışı — is. Sınır ötesi, sınır dışı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hudut dışı etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük