-
1 üslup
-
2 üslup
-
3 üslup
ордер, стиль; образ, форма- ampir üslubu
- barok üslubu
- Bizans Hmparatorluğu üslubu
- dikey üslup
- dorik üslup
- erken gotik üslubu
- geç gotik üslubu
- gotik üslubu
- iyonik üslup
- korent üslubu
- mimari üslup
- ortaçağ üslubu
- pompadur üslubu
- rokay üslubu
- roma üslubu
- Rönesans üslubu
- toskana üslubu
- tudor üslubuİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > üslup
-
4 üslûp
озвонч. -bu1) стильgotik üslûp — готи́ческий стиль
klâsik üslûp — класси́ческий стиль
2) о́браз, фо́рма, мане́ра (что-л. делать) -
5 üslup
n. fashion, genre, strong language, mode, touch, wording -
6 uslup
stîl--------şêwaz -
7 üslup
rêbaz--------şêwaz -
8 üslüp
1) стиль, манера, почерк2) форма, вид -
9 üslûp
(-bu)а1) стиль, слог2) о́браз, фо́рма, мане́ра (что-л. делать)- ı üslûpa getirmek или -ı üslûpa sokmak — привести́ в какой-л. вид, прида́ть какую-л. фо́рму
-
10 üslup
жабзэ/ жьабзэ -
11 üslüp
ύφος. στιλ, στυλ, μανιέρα -
12 üslûp
أسلوببيانتفصيلةدمجةصيغةطريقةمأخذمبنىمنهاجمنهجموديلنسقنظامنمطنهجوتيرة -
13 üslûp
1. أسلوب [أُسْلُوب]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz2. بيان [بَيَان]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz3. تفصيلة [تَفْصِيلَة]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz4. دمجة [دَمْجَة]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz5. صيغة [صِيغَة]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz6. طريقة [طَرِيقَة]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz7. مأخذ [مَأْخَذ]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz8. مبنى [مَبْنًى]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz9. منهاج [مِنْهاج]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz10. منهج [مَنْهَج]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz11. موديل [مُودِيل]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz12. نسق [نَسَق]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz13. نظام [نِظَام]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz14. نمط [نَمَط]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz15. نهج [نَهْج]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz16. وتيرة [وَتِيرَة]Anlamı: oluş, deyiş, veya yapış biçimi, tarz -
14 üslup
style biçem, tarz, stil -
15 üslup
style. -
16 üslûp
üslub -
17 üslup karışıklığı
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > üslup karışıklığı
-
18 üslup kazandırmak
v. stylize -
19 üslûp bilimi
أسلوبياتأسلوبية -
20 üslûp bilimi
1. أسلوبيات [أُسْلُوبِيَّات]Anlamı: yazma üslûbunu inceleyen bilim2. أسلوبية [أُسْلُوبِيَّة]Anlamı: yazma üslûbunu inceleyen bilim
См. также в других словарях:
üslup — is., bu, Ar. uslūb 1) Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz Akşam içinde en büyük üstatların eserleri kadar mükemmel ve muhteşem olan tabiat bize bir eda ve üslup dersi verir. A. Ş. Hisar 2) Bir sanatçıya, bir çağa veya bir ülkeye özgü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
süslü üslup — is., bu, ed. Türlü edebî sanatlarla süslenmiş üslup … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalın üslup — is., bu, ed. Uzatmalardan, parlak hayalî buluşlardan, süslü benzetmelerden, istiarelerden uzak üslup … Çağatay Osmanlı Sözlük
postmodernizm — is., ed., Fr. postmodernisme 1) XIX. yüzyıl sonu ile XX. yüzyıl başlarındaki modernist arayışın canlılığını kaybetmesinden sonra ortaya çıkan çeşitli üslup ve yönelişlerin adı 2) mim. Günümüz mimarisinde işlevsel olmayı bir tarafa bırakıp değişik … Çağatay Osmanlı Sözlük
tarz — is., Ar. ṭarz 1) Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr Şimdi beni meraka düşürmek suretiyle yine aynı zevki başka tarzda çıkarmakla meşgul... R. H. Karay 2) Bir kimse için özel anlatım biçimi Bu tarzda konuşmak doğru olmaz. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
σουλούπι — το, Ν εξωτερική εμφάνιση, παρουσιαστικό. [ΕΤΥΜΟΛ. < τουρκ. ŭslup] … Dictionary of Greek
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlatım bilimi — is., db. Üslup yöntemlerini ve türlerini inceleyen edebî araştırma ve dil bilimi dalı, stilistik … Çağatay Osmanlı Sözlük
biçem — is., ed. Üslup Bu küçük köy evini, nasıl bana benzeyen bir biçemde döşedim! N. Meriç … Çağatay Osmanlı Sözlük
deyiş — is. 1) Deme, söyleme işi Peki deyişleri de akılları yattığı için değil, korkuları ağır bastığı için oldu. T. Buğra 2) Söyleme biçimi, anlatım biçimi, üslup 3) Bir kimsenin bir konuyla ilgili anlattıkları, ifade 4) ed. Halk şiiri, halk türküsü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
duru — sf. 1) Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak Duru su. 2) Pürüzsüz (ten) Bu, duru beyaz tenli ve kıpkızıl dudaklı bir körpe Rus kızıydı. Y. K. Karaosmanoğlu 3) mec. Arınmış, karışık olmayan (dil, üslup) … Çağatay Osmanlı Sözlük