-
21 ufak
ма́ленький ме́лкий мла́дший портати́вный* * *озвонч. -ğı1) ма́ленький, небольшо́йufak ev — ма́ленький дом
2) ма́ленький, малоле́тнийufak bir çocuk — ма́ленький ребёнок
3) ме́лкий; незначи́тельныйufak bir memur — ме́лкий чино́вник
ufak bir ücret — небольша́я зарпла́та
-
22 yüksek
высо́кий высоко́ высо́тный* * *1.1) врз. высо́кийyüksek ağaç — высо́кое де́рево
yüksek dağ — высо́кая гора́
yüksek duygular — высо́кие благоро́дные чу́вства
yüksek konuk — высо́кий гость
yüksek ücret — высо́кая опла́та
yüksek yapı — высо́кое зда́ние
2) высо́кий, верхо́вныйyüksek başkomutan — верхо́вный главнокома́ндующий
yüksek matematik — вы́сшая матема́тика
yüksek öğreni görmek — получи́ть вы́сшее образова́ние
2.yüksek sosyete — вы́сшее о́бщество
высота́, высо́кое ме́сто (относительно чего-л. другого)yüksekten aydınlık akıyordu — с высо́кого ме́ста проника́л свет
yüksekten bakmak — смотре́ть свысока́
3.yükseklerde dolaşmak — вита́ть в облака́х
высоко́orası yüksek mi? — там высоко́?
••- yüksekten atmak
- yüksekten konuşmak
- yüksek perdeden konuşmak -
23 tarife
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > tarife
-
24 belirli
1) определённый, назна́ченныйbelirli integral — мат. определённый интегра́л
belirli ücret — устано́вленная пла́та
2) очеви́дный; я́сныйbelirli belirsiz — нея́сный
-
25 fon
1) фондücret fonu — фонд за́работной пла́ты
2) в разн. знач. фонfon müziği — музыка́льное сопровожде́ние
-
26 saatlık
1) …часово́йbir saatlık (bir) görüşme — часова́я бесе́да
2) почасово́йsaatlık ücret — почасова́я опла́та
- 1
- 2
См. также в других словарях:
ücret — is., Ar. ucret 1) İş gücünün karşılığı olan para veya mal Ücret emeğin karşılığıdır. Anayasa 2) Kiralanan veya satın alınan bir şey için ödenen para Fiyatından daha yüksek bir ücretle satın aldı. P. Safa Birleşik Sözler asgari ücret cari ücret… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ücret — (A.) [ تﺮﺝا ] hizmet karşılığında verilen para … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ÜCRET — Hizmet karşılığı verilen şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
asgari ücret — is., ekon. İşçilere bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. gereksinimlerini günün fiyatları üzerinden en az düzeyde karşılamaya yetecek ücret Asgari ücretin tespitinde ülkenin ekonomik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıplak ücret — is., ekon. Vergiler, yan ödemeler veya primler dışında kalan asli ücret … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolgun ücret — is. Yüksek ve tatmin edici ücret … Çağatay Osmanlı Sözlük
net ücret — is., ekon. Brüt ücretten gelir vergisi, sigorta primi vb. kesildikten sonra ele geçen ücret … Çağatay Osmanlı Sözlük
cari ücret — is., ekon. İş gücü piyasasında iş gücünün, arz ve talebe göre belirlenen fiyatı … Çağatay Osmanlı Sözlük
BİLÂ-ÜCRET — Parasız, ücretsiz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CU'L — Ücret, mukabil, karşılık. * Ayak kirası. * Padişahın etbâından aldığı mal … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ÜCURAT — (Ücret. C.) Ücretler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük