-
1 ödünç almak
v. borrow, raise a loan, take on loan* * *borrow -
2 ödünç almak
to borrow -
3 ödünç
"lent, loaned; borrowed; on loan. - alan borrower. - almak /ı/ to borrow. - para loan; borrowed money. - veren lender. - vermek 1. /ı/ to lend (something). 2. to lend."
См. также в других словарях:
ödünç almak — ödünçlemek Kısa ve uzun vadeli hiçbir ödünç alma imkânı yoktu. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödünç — is., cü İleride geri verilmek veya alınmak şartıyla alınan veya verilen şey Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ödünç almak ödünç vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğreti almak — ödünç almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İKTİBAS — Bir söz veya yazıyı olduğu gibi veya kısaltarak almak. Birisinden ilmen istifade etmek. İstifade suretiyle almak, alınmak. * Söz arasında Kur an ı Kerimden veya Hadis i Şeriftden veya başka makbul eserlerden bir cümlenin kâmilen veya kısmen az… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİARE — Ariyet istemek. Ödünç almak. Birinden iğreti bir şey almak. * Edb: Bir kelimenin mânasını muvakkaten başka mânada kullanmak; veya herhangi bir varlığa, ya da mefhuma asıl adını değil de, benzediği başka bir varlığın adını verme san atına istiare… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİKRAZ — Borçlanmak. Ödünç almak. Borç almak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
eğretilemek — i 1) Ödünç almak 2) Eğreti olarak yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iktibas etmek — 1) ödünç almak 2) ed. alıntılamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iktibâs — (A.) [ سﺎﺒﺘﻗا ] alıntı. ♦ iktibâs edilmek alınmak. ♦ iktibâs etmek alıntı yapmak, ödünç almak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MÜDAYENE — Borç alıp vermek. Ödünç almak ve vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
istikraz etmek — ödünç para almak, borçlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük