Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

öğüt+almak

  • 1 совет

    tavsiye
    * * *
    ж
    1) ( наставление) tavsiye, öğüt

    по его́ сове́ту — onun tavsiyesi üzerine

    дать сове́т кому-л. — öğüt / akıl vermek

    обрати́ться за сове́том к кому-л.birine akıl danışmak

    получи́ть сове́т — öğüt almak

    семе́йный сове́т — aile meclisi

    3) kurul, konsey

    Сове́т безопа́сности — Güvenlik Kurulu

    Сове́т экономи́ческой взаимопо́мощи — Ekonomik Yardımlaşma Konseyi

    Сове́т Мини́стров СССР — SSCB Bakanlar Kurulu

    Русско-турецкий словарь > совет

  • 2 beraten

    beraten*
    irr
    I vt
    1) ( Rat geben) öğüt [o nasihat] vermek (-e), akıl vermek (-e)
    2) ( beratschlagen) danışmak ( über -), görüşmek ( über -);
    sich von jdm \beraten lassen birine akıl danışmak, birinin görüşünü almak;
    sich von einem Anwalt \beraten lassen bir avukata danışmak
    II vr
    sich \beraten ( sich besprechen) görüşmek ( mit -le); ( Ärzte über Diagnose) konsültasyon yapmak;
    sich mit jdm \beraten über etw biriyle bir şey hakkında görüşmek

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > beraten

  • 3 Rat

    Rat, Rätin <-(e) s, Räte; -nen> [ra:t, pl 'rɛ:tə] m, f <-(e) s, Räte> m <- (e) s> m
    1. müşavir; ( Mitglied) meclis üyesi, kurul üyesi, konsey üyesi, encümen üyesi
    2.; ( Gremium) konsey, meclis; ( kommunal) encümen, kurul; (Bundes\Rat) konsey
    3. kein pl; ( Empfehlung) öğüt, nasihat, tavsiye;
    jdm den \Rat geben, etw zu tun birine bir şey yapması için öğütte bulunmak;
    ein Buch zu \Rate ziehen bir kitaba başvurmak;
    seinen Arzt zu \Rate ziehen doktoruna danışmak;
    sich dat keinen \Rat mehr wissen çaresiz kalmak, başka çıkış yolu bilmemek;
    sich dat bei jdm einen \Rat holen birinden akıl almak;
    kommt Zeit, kommt \Rat ( prov) zamanı gelince çaresi bulunur

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Rat

См. также в других словарях:

  • ayağını denk almak — 1) başkalarının kendisine yapması ihtimali bulunan kötülüklere karşı uyanık davranmak 2) dikkat etmek Ayağını denk al yavrum, ateşle oyun olmaz diye öğüt verdi. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ders — is., Ar. ders 1) Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu. S. F. Abasıyanık 2) Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre Dersin bitmesine beş dakika var. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»