-
1 çoğu
1. أغلبية [أَغْلَبِيَّة]Anlamı: çoğu zaman, çok defa2. أكثرية [أَكْثَرِيَّة]Anlamı: çoğu zaman, çok defa3. سواد [سَوَاد]Anlamı: çoğu zaman, çok defa4. غالبية [غالِبِيَّة]Anlamı: çoğu zaman, çok defa
См. также в других словарях:
on defa (veya kere) — pek çok … Çağatay Osmanlı Sözlük
kazanmak — i 1) Kazanç sağlamak Bu beş lirayı bitirmeden ben para kazanmalıyım. P. Safa 2) nsz Olumlu, iyi bir sonuç elde etmek Böyle yazılara hiç cevap vermeyiz ve yazı çok ağırsa dava açarak çok defa kazanırız. B. Felek 3) Çıkmak, isabet etmek 4) Edinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
1980 Turkish coup d'état — The daily Hürriyet ran an extra edition, whose headline read The army has seized control The 12 September 1980 Turkish coup d état, headed by Chief of the General Staff General Kenan Evren, was the third coup d état in the history of the Republic … Wikipedia
bizcileyin — zf., esk. Bizim gibi Dünya havadislerini, çok defa, bizcileyin, gazetelerden, radyolardan öğrenirlermiş. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
safha — is., Ar. ṣafḥa 1) Evre Gerçi sonradan, bu olayın şu son safhasını hatırladıkça çok defa gülmekten katılmışımdır. Y. K. Karaosmanoğlu 2) fiz. Faz … Çağatay Osmanlı Sözlük
servet — is., Ar. ṣervet Varlık, zenginlik, mal mülk Servet denen şey çok defa paradan ibarettir. F. R. Atay Birleşik Sözler servet sahibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahtakurusu — is., hay. b. Yarım kanatlılardan, uzunluğu 3 5 mm, vücudu oval ve yassı, kanatları körelmiş, oturulan, yatılan yerlerde üreyen, kan emerek beslenen, pis kokulu böcek, tahta biti (Cimex lectularius) Tahtakurusu yüzünden çok defa kompartımanlarda… … Çağatay Osmanlı Sözlük
talihsizlik — is., ği Talihsiz olma durumu, talihi olmama durumu, şanssızlık, bahtsızlık Hayatımızda çok defa talih veya talihsizlikler tesadüflerin eseridir. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
tayın — is., ask., Ar. taˁyīn 1) Asker azığı 2) ask. Asker ekmeği 3) Savaş veya seferberlik dönemlerinde vatandaşlara karneyle dağıtılan ekmek Çok defa kahvaltı tayınım olan bir dilim kuru ekmekle bir topak tulum peynirini bile tıkınmaya imkân… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzülmek — nsz 1) Üzme işine konu olmak Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi. R. N. Güntekin 2) Üzüntü duymak, kaygılanmak Bu apartmandan başka yere gideceksiniz diye üzülüyorum. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
alelekser — (A.) [ ﺮﺜﮐﻻا ﯽﻠﻋ ] çok defa … Osmanli Türkçesİ sözlüğü