-
1 zum
-
2 zum
zu dem'in kısaltılmışı -
3 zum Haus gehörig
ehli -
4 variable focus lens
zum mercegi, degisir odakli mercek -
5 zoom lens
zum mercegi, degisir odakli mercek -
6 zoom lens
zum merceği -
7 zu
zu [tsu:]I präp\zu Hause evde;das Museum \zu Speyer Speyer Müzesi;Herzog \zu X X arşidükü;\zu beiden Seiten iki tarafta [o yanda];\zu seiner Rechten sağ tarafında;sie kommt \zu mir o bana geliyor;er geht \zum Bahnhof/\zur Post istasyona/postaneye gidiyor;es fiel \zu Boden yere düştü;\zu jdm hinsehen birine bakmak;das Zimmer liegt \zur Straße hin oda sokağa bakıyor2) (hin\zu, da\zu)er setzte sich \zu den anderen ötekilerin yanına oturdu;nehmen Sie Wein \zum Essen? yemeğin yanında şarap alır mısınız?3) ( zeitlich)\zu jener Zeit o zamanlar;ich kündige \zum 1. Mai 1 Mayıs'ta istifa ediyorum;\zu Anfang başta;\zu Ostern/Weihnachten Paskalya'da/Noel'de;\zum ersten Mal ilk defa olarak;\zu Mittag/Abend essen öğle/akşam yemeği yemek\zum Teil kısmen;in Kisten \zu (je) hundert Stück yüzerlik kasalarda;\zum halben Preis yarı fiyatına;das Kilo \zu drei Euro kilosu üç eurodan5) ( Art und Weise)\zu Recht haklı olarak;\zu Fuß yayan\zum Glück şansa;\zu allem Unglück bütün şanssızlıkların üstüne;ein Stift \zum Schreiben yazmak için bir kalem;\zur Unterhaltung eğlence için;es ist \zum Weinen ağlanacak durum;etwas \zum Essen/Lesen mitnehmen yanına yiyecek/okuyacak bir şey almak;kommst du \zum Frühstück/Abendessen? kahvaltıya/akşam yemeğine geliyor musun?;jdm \zum Geburtstag gratulieren birinin yaş gününü kutlamak7) ( Verhältnis)die Chancen stehen eins \zu zehn bire on şans var;eins \zu null für Galatasaray Galatasaray için bir sıfır8) ( in Bezug auf) ile ilgili olarak, hakkında, üzerine;\zu dieser Frage möchte ich Folgendes sagen:... bu sorun hakkında [o ile ilgili olarak] şunu söylemek isterim:...9) ( Verwandlung)das Wasser wurde \zu Eis sudan buz olduII adv1) ( allzu) pek, fazla(sıyla);\zu sehr pek çok, çok fazla;\zu viel gereğinden [o yeterinden] fazla; ( übertrieben) aşırı;\zu schnell aşırı hızla2) ( Richtung) -e doğru;nach Süden \zu güneye doğru4) ( zeitlich)ab und \zu arada sırada;von Zeit \zu Zeit zaman zaman1) ( mit Infinitiv)es ist schön, neue Leute kennen \zu lernen yeni insanlar tanımak güzel oluyor;es ist leicht \zu finden onu bulmak kolaydır2) ( mit Partizip Präsens)die \zu erledigende Arbeit bitirilmesi gereken iş -
8 bekehren
bekehren*I vt2) ( zu einer Ansicht) inandırmak (zu -e)II vrsich \bekehren ( zum Christentum) Hristiyanlaşmak (zu -); ( zum Islam) Müslümanlaşmak (zu -) -
9 zu
zu [t͜sʊ]1. präp (D) Richtung -e; Ort, Zeit -de; Zweck, Anlass -meye, -mek için;zu Beginn başlangıçta;komm zu mir! bana gel!;sich zu jemandem setzen b-nin yanına (karşısına) oturmak;von Mann zu Mann erkek erkeğe;zu Wasser und zu Lande denizde ve karada;etwas zum Essen yiyecek bir şey;zum Vergnügen zevk için;jemanden zum Präsidenten wählen b-ni başkan(lığa) seçmek;zu 3 Dollar das Kilo kilosu 3 dolara;werden zu olmak, … haline gelmek2. adv (haddinden) fazla;fam zu sein (geschlossen) kapalı;zu sehr çok fazla, fazlasıyla;einer zu viel bir kişi fazla;einer zu wenig bir kişi eksik;ein zu heißer Tag aşırı sıcak bir gün;(mach die) Tür zu! kapıyı kapa!;vier zu zwei dört iki;wir sind zu dritt üç kişiyiz3. konj kann -ebilir; muss -meli, -ecek;es ist zu erwarten beklenebilir; beklenmeli(dir);nicht zu gebrauchen kullanılacak ( oder işe yarayacak) gibi değil;ohne es zu wissen bilmeden -
10 Abschluss
zum \Abschluss kommen sonuna gelmek;etw zum \Abschluss bringen bir şeyi bitirmek [o sonuna getirmek], bir şeyi sonuçlandırmak;kurz vor dem \Abschluss stehen son safhasına gelmek2) ( Vereinbarung) anlaşma, kararlaştırma; (Vertrags\Abschluss) akdedilme, yapılma;mit jdm zum \Abschluss kommen biriyle anlaşmak [o kararlaştırmak];\Abschluss eines Vertrages bir sözleşmenin yapılması [o akdedilmesi]4) ( Verschluss) kapak, tıkaç -
11 andere
andere(r, s) pron1) ( verschieden) başka, ayrı, diğer, öteki, öbür;mit \anderen Worten yani, diğer bir deyişle;\andere Kleider anziehen başka giysi giymek, üstünü değiştirmek;ein \anderes Mal başka bir zaman;das ist etw \anderes bu başka [o ayrı] (bir) şeydir;kein \anderer başka hiç kimse;nichts \anderes als -den başka (hiç) bir şey;alles \andere als -den başka her şey;zum einen..., zum \anderen... bir yandan..., diğer yandan ise...;ich bin \anderer Meinung ben başka fikirdeyim;alle \anderen ötekilerin hepsi;es blieb mir nichts \anderes übrig yapacak başka bir şeyim kalmadı;es bleibt mir nichts \anderes übrig, als selbst hinzugehen oraya bizzat gitmekten başka çarem kalmadı;unter \anderem bunlardan başka;der eine oder \andere içlerinden biri;der eine..., der \andere... biri..., diğeri...;und vieles \andere mehr ve başka bir çok şey daha;es kam eins zum \anderen bir olayı başka bir olay izledi, olaylar arka arkaya geldi;jemand \anderes başka birisi;einer nach dem \anderen teker teker;eins nach dem \anderen sırayla;\andere Saiten aufziehen ( fig) gemini kısmak, sıkıya almak;sich eines \anderen besinnen fikrini değiştirmek2) ( folgend)von einem Tag auf den \anderen bir günden ötekine;am \anderen Morgen/Tag ertesi sabah/günü -
12 erliegen
erliegen*2) ( sterben) ölmek3) etw zum E\erliegen bringen bir şeyi felce uğratmak;der Frost hat den Verkehr zum E\erliegen gebracht don trafiği felce uğrattı;zum E\erliegen kommen durmak, felce uğramak -
13 Hals
jdm um den \Hals fallen birinin boynuna sarılmak;sich jdm an den \Hals werfen ( fam) birinin başına ekşimek;aus vollem \Hals avazı çıktığı kadar;das Wort blieb ihm im \Hals(e) stecken sözü boğazında düğümlendi;er hat viel am \Hals ( fam) işi başından aşkın;bis zum \Hals in Schulden stecken boğazına [o gırtlağına] kadar borç içinde olmak;bleib mir mit deinen Problemen vom \Hals! ( fam) sorunlarınla başımı ağrıtma!;das hängt mir zum \Hals heraus ( fam) bundan bıktım, usandım artık;einen Frosch im \Hals haben ( fam) boğazı gıcıklanmak, gıcık tutmak;einen Kloß im \Hals haben ( fam) boğazına bir yumruk tıkanmak [o gelip oturmak];etw in den falschen \Hals bekommen ( fam) bir şeyi ters anlamak;sie kann den \Hals nicht vollkriegen ( fam) doymak bilmiyor2) (Flaschen\Hals) boğaz3) ( von Instrument) sap -
14 Ohr
Ohr <-(e) s, -en> [o:ɐ] ntkulak;die \Ohren spitzen kulak kabartmak; ( Tier) kulaklarını dikmek;jdm sein \Ohr leihen birine kulak vermek;es ist mir zu \Ohren gekommen, dass...... kulağıma geldi [o çalındı];mir dröhnen/sausen die \Ohren kulaklarım uğulduyor;ganz \Ohr sein kulak kesilmek;ich bin ganz \Ohr kulağım sende [o sizde];mit halbem \Ohr zuhören yarım yamalak dinlemek;ihm die \Ohren klingen ( fig) kulağı çınlamak;etw noch im \Ohr haben bir şey hâlâ kulağında olmak, bir şeyi duymuş olmak;seinen \Ohren nicht trauen ( fam) kulağına inanmamak, kulaklarına inanamamak;schreib dir das hinter die \Ohren! ( fam) bu sözümü kulağına küpe et!;etw geht zum einen \Ohr rein, zum anderen wieder hinaus ( fig) o ( fam) bir şey bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak;viel um die \Ohren haben ( fam) işi başından aşkın olmak;die Situation/die Arbeit wächst mir über die \Ohren ( fig) durumla/işle başa çıkamıyorum artık;von einem \Ohr zum anderen strahlen ( fam) ağzı kulaklarına varmak; -
15 Teufel
Teufel <-s, -> ['tɔıfəl] mşeytan, iblis;wie zum \Teufel hat er das geschafft? ( fam) bunu da nasıl becerdi ki?;was zum \Teufel macht er hier? ( fam) ne işi var ki burada?;weiß der \Teufel! ( fam) ne bileyim!;scher dich zum \Teufel! ( fam) yüzünü şeytan görsün!, canın cehenneme!;den soll der \Teufel holen! ( fam) yüzünü şeytan görsün!;mal den \Teufel nicht an die Wand! ( fam) ağzını hayra aç!, ağzından yel alsın!;in \Teufels Küche kommen ( fam) başı belaya girmek, şapa oturmak;jdn in \Teufels Küche bringen ( fam) birinin başını belaya sokmak;auf \Teufel komm raus ( fam) var gücüyle;da ist der \Teufel los! ( fam) orada curcuna var!, orada (kızılca) kıyamet koptu!;den \Teufel werde ich tun! ( fam) nah yaparım!;\Teufel noch mal! hay aksi şeytan!;pfui \Teufel! tuh!, tü! şeytan çarpsın! -
16 zoom
n. birden yükselme, fırlama————————v. zoom yapmak, yoğunlaşmak, vınlamak, vın diye geçmek, rüzgâr gibi gitmek, fırlamak, birden yükselmek (uçak)* * *1. zum yap (v.) 2. zum yapma (n.)* * *[zu:m] 1. noun(a loud, low-pitched buzzing noise: the zoom of (an) aircraft.) 'vınnn' sesi2. verb(to move very quickly with this kind of noise: The motorbike zoomed past us.) 'vınnn' diye hızla gitmek- zoom in -
17 zoom in
v. zum yapmak* * *(to direct a camera (on to an object etc) and use a zoom lens to make it appear to come closer: Film the whole building first, then zoom in on the door.) görüntüyü yaklaştırmak, zum yapmak -
18 zoom lens
n. zoom merceği, değişken odaklı mercek* * *zum merceği* * *(a type of camera lens which can make a distant object appear gradually closer without moving the camera.) zum merceği -
19 Beste
Beste n: es ist das Beste (oder am besten ist es), Sie nehmen den Bus en iyisi ( oder iyisi mi) siz otobüsle gidin;das Beste machen aus -den en iyi sonucu çıkarmak;(nur) zu deinem Besten (sadece) senin iyiliğin/çıkarın için;ich will nur dein Bestes ben sadece senin iyiliğini istiyorum;sein Bestes tun (oder geben) elinden geleni yapmak;etwas zum Besten geben (erzählen, vortragen) anlatmak, söylemek;jemanden zum Besten halten alaya almak -
20 Bewusstsein
Bewusstsein n <Bewusstseins; o pl> bilinç, şuur;bei Bewusstsein bilinci açık;das Bewusstsein verlieren bilincini yitirmek;ohne Bewusstsein sein baygın olmak;das Bewusstsein wiedererlangen ayılmak; bilincine kavuşmak;fig jemandem etwas zum Bewusstsein bringen b-nin bş-e dikkatini çekmek;etwas kommt jemandem zum Bewusstsein biri bş-in farkına/bilincine varıyor
См. также в других словарях:
zum — [ts̮ʊm] <Verschmelzung von »zu« + »dem«>: 1. a) <die Verschmelzung kann aufgelöst werden>: sie lief zum Auto ihres Mannes. b) <die Verschmelzung kann nicht aufgelöst werden>: zum Glück; zum Schluss; zum Beispiel. 2. in… … Universal-Lexikon
zum — interj. (De obicei repetat) Cuvânt care imită sunetele caracteristice produse de unele insecte în zbor. – Onomatopee. Trimis de valeriu, 02.06.2003. Sursa: DEX 98 zum/zum zúm interj. Trimis de siveco, 10.08.2004. Sursa: Dicţionar ortografic … … Dicționar Român
zum — |zum Mot Agut Nom masculí … Diccionari Català-Català
ZUM — steht als Abkürzung für: Zeitschrift für Urheber und Medienrecht Zentrale für Unterrichtsmedien im Internet Zentralen Uniwersalen Magasin, ein Kaufhaus in Sofia (Bulgarien) zum ist: der ISO 639 3 Code der Sprache Kumzari … Deutsch Wikipedia
Zum — steht als Abkürzung für: Zeitschrift für Urheber und Medienrecht Zentrale für Unterrichtsmedien im Internet zum ist: der ISO 639 3 Code der Sprache Kumzari … Deutsch Wikipedia
zum — m. Cine., Fot., Telev. Zoom. * * * zum. (Del ingl. zoom). m. Cinem., Fotogr. y TV. Teleobjetivo especial cuyo avance o retroceso permite acercar o alejar la im … Enciclopedia Universal
zum — Adaptación gráfica de la voz inglesa zoom, ‘teleobjetivo especial, cuyo avance o retroceso permite acercar o alejar la imagen’: «Un zum óptico Pentax que triplica el tamaño de la imagen» (País [Esp.] 9.5.03). Su plural es zums (→ plural, 1h) … Diccionario panhispánico de dudas
zum — fonosimb. CO spec. iter., voce che riproduce il suono di vari strumenti a percussione o anche l accompagnamento di un aria musicale; anche s.m.inv. {{line}} {{/line}} DATA: 1891. ETIMO: voce onom … Dizionario italiano
zum — zȕm m DEFINICIJA v. zoom … Hrvatski jezični portal
zum — (Del ingl. zoom). 1. m. Cinem.), Fotogr. y TV. Teleobjetivo especial cuyo avance o retroceso permite acercar o alejar la imagen. 2. Efecto de acercamiento o alejamiento de la imagen obtenido con este dispositivo … Diccionario de la lengua española
zum — dial. f. some … Useful english dictionary