Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

(yanında)

  • 1 кырында

    yanında

    Татарча-Төрекчә сүзлек > кырында

  • 2 янында

    yanında

    Татарча-Төрекчә сүзлек > янында

  • 3 біля

    yanında

    Українсько-турецький словник > біля

  • 4 beside

    yanında

    English-Turkish new dictionary > beside

  • 5 рядом

    yanında
    * * *
    1) (возле, около) yanında; yanına

    сесть ря́дом с кем-л. birinin yanına oturmak

    сиде́ть ря́дом с кем-л. birinin yanında oturmak

    в авто́бусе мы оказа́лись ря́дом — otobüste yanyana düştük

    он шёл ря́дом со свои́м учи́телем — hocasının yanısıra yürüyordu

    мы тро́е / втроём шли ря́дом — üçümüz yanyana yürüyorduk

    ря́дом с твое́й фами́лией он поста́вил како́й-то значо́к — senin ismin hizasına bir işaret koydu

    2) ( по соседству) yanında, yanıbaşında, bitişiğinde

    он живёт ря́дом с на́ми — bize bitişik oturur

    сад, что ря́дом с до́мом — evin bitişiğindeki bahçe

    на́ши номера́ / ко́мнаты бы́ли ря́дом — odalarımız yanyana idi / bitişikti

    Русско-турецкий словарь > рядом

  • 6 близ

    yanında,
    yakınında
    * * *
    yanında; yakınında

    Русско-турецкий словарь > близ

  • 7 beside

    yaninda, yanina; kiyasla, -in yaninda

    English to Turkish dictionary > beside

  • 8 подле

    он сиде́л по́дле меня́ — yanımda oturuyordu

    Русско-турецкий словарь > подле

  • 9 сбоку

    yanında; yanından

    апельси́н, покры́тый сбо́ку пле́сенью — bir yanı küflü portakal

    Русско-турецкий словарь > сбоку

  • 10 stand by

    yanında olmak, sadık kalmak, yardıma hazır olmak, hazır olmak, hazır beklemek, beklemek, beklemede kalmak, desteklemek
    * * *
    1. sağla (v.) 2. destek (n.)
    * * *
    1) (to watch something happening without doing anything: I couldn't just stand by while he was hitting the child.) öylece durup seyretmek
    2) (to be ready to act: The police are standing by in case of trouble.) hazır beklemek
    3) (to support; to stay loyal to: She stood by him throughout his trial.) desteklemek

    English-Turkish dictionary > stand by

  • 11 by the side of

    yanında, göre, kıyasla
    * * *
    in yakınında

    English-Turkish dictionary > by the side of

  • 12 stand to

    yanında olmak, yardıma hazır olmak, devam etmek, ayrılmamak, bırakmamak, dönmemek, saldırı durumuna geçmek, saldırıya hazır olmak

    English-Turkish dictionary > stand to

  • 13 stand to

    yanında olmak, yardıma hazır olmak, devam etmek, ayrılmamak, bırakmamak, dönmemek, saldırı durumuna geçmek, saldırıya hazır olmak

    English-Turkish dictionary > stand to

  • 14 Рядом с...

    ...yaninda [...янынд'а]

    Русско-турецкий разговорник > Рядом с...

  • 15 naast

    yanında prep

    Nederlands-Turks mini woordenboek > naast

  • 16 тăрăх

    yanında, yakınında

    Чăваш-турккă чĕлхи Словарĕ > тăрăх

  • 17 побіля

    yanında, etrafında, yaqın yerde

    Українсько-турецький словник > побіля

  • 18 by

    yaninda, yakininda; yanindan; yoluyla, -dan; -e kadar; ile, vasitasiyla; tarafindan; -e göre; -e bakarak, -sinden, -inden, hakki için, askina; (ölçü ve sayilarda) -le, -la, -e, -a; boyunca; -den, -dan; (all),geçerek, geçip; yakinda; evde, eve; bir kenara

    English to Turkish dictionary > by

  • 19 bei

    bei [baı] präp
    1) ( räumlich)
    in Unna \bei Dortmund Dortmund yakınındaki Unna'da;
    die Schlacht \bei Leipzig Leipzig civarındaki muharebe;
    dicht \bei der Fabrik fabrikanın hemen yanında;
    ich war \bei meinem Onkel ( Bruder der Mutter) dayımın yanındaydım; ( Bruder des Vaters) amcamın yanındaydım;
    ich saß \bei ihm (onun) yanında oturdum;
    \bei Tisch sofrada;
    \beim Bäcker ekmekçide
    2) ( für Firmen) -de;
    sie arbeitet \bei der Bahn demir yollarında çalışıyor;
    ein Konto \bei der Bank haben bankada bir hesabı olmak
    wir sind \bei Susanne zum Abendessen eingeladen biz Suzanne'ye akşam yemeğine davetliyiz;
    er wohnt \bei seinen Eltern anne ve babasının yanında oturuyor;
    \bei jdm zu Hause sein birinin evinde olmak, birinin yanında kalmak;
    \bei mir zu Hause benim evimde
    4) ( zeitlich)
    \bei den schweren Regenfällen şiddetli yağışlar sırasında;
    \bei Tag gündüzün;
    \bei Nacht gece(leyin);
    \bei beginn der Vorstellung gösterinin [o programın] başında
    hast du etwas Geld \bei dir? yanında biraz para var mı?;
    ich habe kein Geld \bei mir yanımda hiç para yok
    6) ( während)
    \bei der Arbeit işte;
    \beim Arbeiten sah er... çalışırken [o iş başında]...i gördü;
    \bei Nacht geceleyin;
    Vorsicht \beim Aussteigen! inerken dikkat ediniz!;
    \bei Gelegenheit fırsat düşünce;
    \beim Lesen des Artikels makaleyi okurken;
    \bei näherer Betrachtung yakından bakıldığında, daha yakından bakınca
    7) ( falls)
    \bei Nebel siste;
    „\bei Feuer Scheibe einschlagen“ “yangın halinde camı kırınız”
    \bei guter Gesundheit sein sağlığı [o sıhhati] yerinde olmak;
    \bei reiflicher Überlegung iyice düşünüp taşındıktan sonra;
    \bei zwanzig Grad unter null sıfırın altında yirmi derecede;
    \bei offenem Fenster schlafen pencere açık olarak uyumak;
    \bei aller Vorsicht bütün dikkatine karşın;
    es geht \beim besten Willen nicht! bütün iyi niyetime rağmen olamaz!;
    \bei Gott! vallahi!;
    \bei seinen Fähigkeiten onun yetenekleriyle

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > bei

  • 20 при

    1) (около, возле) yanında

    столб при доро́ге — yolun yanındaki direk

    при ста́нции — istasyona yakın

    би́тва при Бородине́ — Borodino yakınlarında yapılan meydan savaşı

    2) (непосредственно относящийся к чему-л.) bağlı

    гара́ж при до́ме — apartmana / eve bağlı garaj

    рестора́на при гости́нице нет — otelin lokantası yoktur

    3) ( во время) iken; zamanında, sırasında, döneminde; derinde, çağında ( в эпоху)

    при жи́зни Пу́шкина — Puşkin hayatta iken

    при разрабо́тке пла́на — plan hazırlanırken

    испы́тывать тру́дность при глота́нии — yutkunmada zorluk çekmek

    при капитали́зме — kapitalizmde, kapitalizm koşullarında

    при заключе́нии соглаше́ния — anlaşma yapılırken

    при перево́зке я́дерного то́плива — nükleer yakıt taşınırken

    прису́тствовать при о́быске — aramada / arama yapılırken bulunmak

    при рокиро́вке — шахм. rok yapılırken

    4) (в присутствии кого-л.) yanında, huzurunda

    при отце́ он не ска́жет — babasının yanında söylemez

    при посторо́нних / чужи́х — elin yanında

    5) (при указании на обстановку, обстоятельства)...da; ile

    при определённой температу́ре — belirli ısıda

    при дневно́м све́те — gün ışığında

    при пе́рвом же дожде́ — ilk yağmurla

    что обнару́жено при раско́пках? — kazılardan neler çıktı?

    сади́ться при сти́рке (о тканях)yıkanınca çekmek

    при ка́ждом удо́бном слу́чае — her fırsat düştükçe fırsat buldukça

    при одно́м воздержа́вшемся (о тканях, о голосовании)bir çekimser oya karşı

    при отсу́тствии э́тих усло́вий — bu koşullar olmadan

    при нали́чии необходи́мых усло́вий — gereken koşulların varlığı halinde

    6) ( с собой) üzerinde

    обнару́женные при них докуме́нты — onların üzerinde bulunmuş belgeler

    ••

    при подде́ржке масс — yığın desteğiyle

    при всех его́ зна́ниях — her ne kadar bilgili ise de

    Русско-турецкий словарь > при

См. также в других словарях:

  • yanında — zf. Bir şeye, bir kimseye göre, nispetle Çektiğim acı yanında ölüm çok hafif kalır. M. Yesari Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yanında olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yanında olmak — desteklemek, yardımcı olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kel yanında kabak anılmaz — bir kişinin yanında, uzaktan da olsa onun kusurunu hatırlatabilecek sözler söylemekten çekinilmelidir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan — kişi arkadaşlık ettiği kimseden etkilenir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kutsuz kuşun yuvası doğan yanında olur — talihsiz kişi, her an kendisine saldıracak güçlü kimselerle yan yana bulunur anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pilav yiyen kaşığını yanında (veya belinde) taşır — bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında bulundurmalıdır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaymağı seven mandayı yanında taşır — sevdiği şeyden yoksun kalmak istemeyen kişi, onu sağlayacak araçları eli altında bulundurmalı ve bunun için gereken sıkıntılara katlanmalıdır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yeme de yanında yat! — çok lezzetli veya çok hoş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurunun yanında yaş da yanar — beğenilmeyen tutumlarından dolayı cezalandırılan kişiler içinde suçsuzlar da suçlular gibi hırpalanırlar anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır — güzel yaşamak isteyen kişi, bu yaşayışın yükünü çekmeyi göze almalı ve gerekli kaynakları elinin altında bulundurmalıdır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bööğründe — yanında …   Beypazari ağzindan sözcükler

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»