-
1 yakalamak
derdest kirin--------girtin--------hatin girtin--------zeft kirin--------zeftkirin
См. также в других словарях:
yakalamak — i 1) Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım. R. H. Karay 2) Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek 3) Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak Bu defa Tevfik i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı … Çağatay Osmanlı Sözlük
zayıf yerinden yakalamak — güçsüz, eksik ve yanlış bir tutum ve davranışı yüzünden zor durumda bırakmak Kendisini en zayıf yerinden yakalamak istediğinden şüphelenir gibi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gagasından yakalamak — bir kimseyi karşı koyamayacak duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelepir yakalamak — bir şeyi çok ucuza almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıskıvrak yakalamak (veya bağlamak) — 1) kurtulamayacak veya çözülemeyecek biçimde tutmak, sımsıkı tutmak 2) mec. tamamen etkisi altında kalmak, bir şeyle sürekli meşgul olmak Amma yalnız bu olmadı, benim muhayyilemi kıskıvrak bağlayan şey, bir başka tecrübe daha ömrüm boyunca beni… … Çağatay Osmanlı Sözlük
can damarından yakalamak — 1) konuya en önemli yerinden yaklaşmak 2) birinin en zayıf noktasından yararlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
frikik yakalamak — argo bilerek veya bilmeyerek gereğinden fazla açılmış olan göğüs, bacak gibi vücudun belirli bölümlerini görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çağı yakalamak — çağın gerektirdiği gelişmişlik düzeyine ulaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalanını yakalamak (veya tutmak) — bir kimsenin yalan söylediğini anlamak Yalanını yakalamış gibi başını salladı. Ya o mukaddes sular? Onlara ne diyeceksiniz azizim? Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnundan yakalamak — (birini) birini yönetimi altına almak, kaçamak bulamayacağı duruma getirmek Muhasebe ile defter tutma işlerini de üzerine aldığından milleti burnundan yakalamıştı. T. Dursun K … Çağatay Osmanlı Sözlük
derdest etmek — yakalamak Bu iddiayla yola çıktılar mı Millî Kongre yi basarlar, Esat Paşa yı derdest ederler. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük