-
41 колакка киртү
kulağına küpe olmak -
42 μαθήματα
ders almak, kulağına küpe olmak' -
43 საყურე
i.küpe -
44 Fuchsie
-
45 Löffel
Löffel <-s, -> ['lœfəl] m1) (Ess\Löffel) kaşık; (\Löffel voll) kaşık dolusu2) ( Hasenohren) kulak;schreib dir das hinter die \Löffel! ( fam) bu, kulağına küpe olsun!; -
46 Ohr
Ohr <-(e) s, -en> [o:ɐ] ntkulak;die \Ohren spitzen kulak kabartmak; ( Tier) kulaklarını dikmek;jdm sein \Ohr leihen birine kulak vermek;es ist mir zu \Ohren gekommen, dass...... kulağıma geldi [o çalındı];mir dröhnen/sausen die \Ohren kulaklarım uğulduyor;ganz \Ohr sein kulak kesilmek;ich bin ganz \Ohr kulağım sende [o sizde];mit halbem \Ohr zuhören yarım yamalak dinlemek;ihm die \Ohren klingen ( fig) kulağı çınlamak;etw noch im \Ohr haben bir şey hâlâ kulağında olmak, bir şeyi duymuş olmak;seinen \Ohren nicht trauen ( fam) kulağına inanmamak, kulaklarına inanamamak;schreib dir das hinter die \Ohren! ( fam) bu sözümü kulağına küpe et!;etw geht zum einen \Ohr rein, zum anderen wieder hinaus ( fig) o ( fam) bir şey bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak;viel um die \Ohren haben ( fam) işi başından aşkın olmak;die Situation/die Arbeit wächst mir über die \Ohren ( fig) durumla/işle başa çıkamıyorum artık;von einem \Ohr zum anderen strahlen ( fam) ağzı kulaklarına varmak; -
47 Ohrring
Ohrring mküpe -
48 gûşvâre
farsça گوشواره küpe. -
49 Ohrringe
pl.küpe -
50 بكلة
بُكْلَة1. fermejüpAnlamı: çıtçıt2. klipsAnlamı: yaylı bir pensle tutturulmuş küpe, iğne vb3. tokaAnlamı: kemer vs. gibi şeylerin iki ucunu tutturmaya yarayan tutturmalık -
51 حلق
IحَلَقküpeIIحَلْق1. gırtlakAnlamı: soluk borusunun üst bölümü, imik2. tıraşAnlamı: sakal, bıyık için dibinden kesmeحَلَّقَhavalanmakAnlamı: yerden ayrılıp göğe uçmak -
52 قرط
IقَرَّطَkıymakIIقُرْطküpe -
53 محبس
Iمَحْبِس1. kodesAnlamı: hapiskane, tutuk evi2. mahpushaneAnlamı: ceza evi, hapishane3. tutukeviAnlamı: tutukluların kapatıldığı yer4. zindan5. delikAnlamı: ceza evi6. ceza eviAnlamı: hapishane, mahpushane, ceza çekilen yerIIمِحْبَسklipsAnlamı: yaylı bir pensle tutturulmuş küpe, iğne vb -
54 مشبك
Iمُشَبَّك1. bükükAnlamı: bükülmüş olan2. karmaşıkIIمِشْبَك1. klipsAnlamı: yaylı bir pensle tutturulmuş küpe, iğne vb2. toplu iğne3. tokaAnlamı: kemer vs. gibi şeylerin iki ucunu tutturmaya yarayan tutturmalık -
55 boucle
-
56 pendant earrings
sallantılı küpe
См. также в других словарях:
Kupe — Kupe, ein Paddel in der Hand, mit zwei Meeresungeheuern zu Füßen Kupe war in der Mythologie der Māori mancher Stämme einer der Entdecker von Aotearoa/Neuseeland. Es gibt zahlreiche Versionen dieser Entdeckungsreise, die sich von Stamm zu Stamm in … Deutsch Wikipedia
kùpē — (kupê) m 〈G kupèa, N mn kupèi〉 1. {{001f}}zast. zatvoreni fijaker 2. {{001f}}zatvoren odjeljak u vagonu vlaka ✧ {{001f}}fr … Veliki rječnik hrvatskoga jezika
kupe — kùpē (kupȇ) m <G kupèa, N mn kupèi> DEFINICIJA 1. zast. zatvoreni fijaker 2. zatvoren odjeljak u vagonu vlaka ETIMOLOGIJA fr. coupé … Hrvatski jezični portal
kupė — kupė̃ ppr. Miegamàsis kupė̃ … Bendrinės lietuvių kalbos žodyno antraštynas
Kupe [1] — Kupe (Cupes), eine Art Holzkäfer (s.d. 2) d) … Pierer's Universal-Lexikon
Kupe [2] — Kupe, Biermaß, so v.w. Kufe … Pierer's Universal-Lexikon
Küpe — Küpe, 1) hohles Gefäß; 2) (Böttch.), so v.w. Kübel, Kufe; 3) (Färb.), s.u. Indigfärberei … Pierer's Universal-Lexikon
Küpe — Küpe, ein größeres Gefäß, besonders in der Färberei das große kesselartige Gefäß, in dem die Zeuge gefärbt werden, und daher die darin zubereitete Farbe selbst; in diesem Sinne spricht man von Indigküpe (s. Indigo) … Meyers Großes Konversations-Lexikon
Küpe — Küpe, s. Indigoküpen … Lexikon der gesamten Technik
Küpe — (niederd.), großes Hohlgefäß, bes. ein solches zum Färben; auch die Farbe selbst, namentlich in der Indigofärberei (Indigo K., s. Indigo) … Kleines Konversations-Lexikon
kupė — kupė̃ sf. (4) DŽ atskiras skyrius vagone, skirtas nedideliam keleivių skaičiui: Vieno vagono kupėje sėdėjo trys keleiviai J.Dov … Dictionary of the Lithuanian Language