Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

(kötüleşmek)

  • 21 ухудшаться

    kötüleşmek; bozulmak
    * * *
    несов.; сов. - уху́дшиться
    kötüleşmek; bozulmak

    пого́да ухудша́ется — hava bozuyor

    за неде́лю пого́да уху́дшилась — hafta içinde havalar kötüleşti

    состоя́ние больно́го ухудша́ется — hastanın durumu kötüye gitmektedir

    Русско-турецкий словарь > ухудшаться

  • 22 χειροτερεύω

    kötüleşmek, kötüye gitmek

    Ελληνικό – Τουρκικό Λεξικό > χειροτερεύω

  • 23 verschärfen

    kötüleşmek
    yoğunlaşmak
    yoğunlaştırmak
    şiddetlendirmek
    şiddetlenmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > verschärfen

  • 24 verschlimmern

    kötüleşmek
    kötüleştirmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > verschlimmern

  • 25 deteriorate

    kötülesmek, kötüye gitmek, bozulmak; kötülestirmek

    English to Turkish dictionary > deteriorate

  • 26 deteriorate

    v. kötüleşmek, bozulmak, bozmak; fenalaşmak; gerilemek
    * * *
    1. bozul 2. kötüleş 3. kötüleştirme
    * * *
    [di'tiəriəreit]
    (to grow worse: His work has deteriorated recently.) kötüleşmek

    English-Turkish dictionary > deteriorate

  • 27 verschlechtern

    verschlechtern* [fɛɐ'ʃlɛçtɐn]
    I vt kötüleştirmek; ( verschlimmern) beter etmek
    II vr
    sich \verschlechtern ( schlechter werden) kötüleşmek; ( Zustand) kötüleşmek, kötüye gitmek; ( Leistung) bozulmak;

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > verschlechtern

  • 28 kötüleştirmek

    ухудша́ть
    * * *
    - i понуд. от kötüleşmek

    Türkçe-rusça sözlük > kötüleştirmek

  • 29 kötüleşmemek

    v. (neg. form of kötüleşmek) get worse, worsen, deteriorate, go down, retrograde, retrogress, sink

    Turkish-English dictionary > kötüleşmemek

  • 30 go down

    batmak, kötüleşmek, gitgide çökmek, kesilmek, düşmek, inmek, geçmek, yazılmak, mahvolmak, perişan olmak, yenilmek, onaylanmak, beğenilmek, yatağa düşmek, hastalanmak, üniversiteden ayrılmak, tatile çıkmak
    * * *
    bat
    * * *
    1) ((with well/badly) to be approved or disapproved of: The story went down well (with them).) beğenilmek, kabul görmek
    2) ((of a ship) to sink: They were lost at sea when the ship went down.) batmak
    3) ((of the sun or moon) to go below the horizon.) batmak
    4) (to be remembered: Your bravery will go down in history.) geçmek, hatırlanmak
    5) ((of places) to become less desirable: This part of town has gone down in the last twenty years.) gözden düşmek

    English-Turkish dictionary > go down

  • 31 go from bad to worse

    (to get into an even worse condition etc than before: Things are going from bad to worse for the firm - not only are we losing money but there's going to be a strike as well.) giderek kötüleşmek

    English-Turkish dictionary > go from bad to worse

  • 32 lapse

    n. yanılma, sapma, hata, yanlış, sürçme, kaytarma, kaçma, geçme, sona erme
    ————————
    v. geçmek, akıp gitmek, bitmek, dolmak, kaymak, sapmak, hata yapmak, kaçmak, zaman aşımına uğramak, düşmek
    * * *
    1. geç (v.) 2. geçme (n.)
    * * *
    [læps] 1. verb
    1) (to cease to exist, often because of lack of effort: His insurance policy had lapsed and was not renewed.) zamanı geçmek, hakkını kaybetmek
    2) (to slip, fall, be reduced: As he could think of nothing more to say, he lapsed into silence; I'm afraid our standards of tidiness have lapsed.) kötüleşmek, kötüye gitmek
    2. noun
    1) (a mistake or failure (in behaviour, memory etc): a lapse of memory.) yanılma, hata
    2) (a passing away (of time): I saw him again after a lapse of five years.) ara

    English-Turkish dictionary > lapse

  • 33 relapse

    v. tekrar kötüleşmek, tekrarlamak, depreşmek, nüksetmek, yeniden suç işlemek
    * * *
    1. yeniden sap (v.) 2. depreşme (n.)
    * * *
    [rə'læps] 1. verb
    (to return to a former bad or undesirable state (eg ill health, bad habits).) yeniden...-e dönmek, depreşmek
    2. noun
    (a return to a former bad or undesirable state, especially ill health.) yeniden...-e dönme

    English-Turkish dictionary > relapse

  • 34 sink

    n. lavabo, musluk taşı, pislik çukuru, çukur, batak, bataklık, lağım çukuru, yer kapağı [tiy.]
    ————————
    v. batmak, gömülmek, saplanmak, basmak, çökmek, dalmak, işlemek, düşmek, inmek, azalmak, hafiflemek, alçalmak, kötüleşmek, fenalaşmak, durumu bozulmak, unutulmak, fakirleşmek, kırılmak, kafasına girmek, gömmek, batırmak, kazmak, yerleştirmek, düşürmek, azaltmak, alçaltmak, mahvetmek, örtbas etmek, yatırmak (sermaye), vazgeçmek, feragat etmek
    * * *
    1. küvet (n.) 2. bat (v.) 3. lavabo (n.)
    * * *
    [siŋk] 1. past tense - sank; verb
    1) (to (cause to) go down below the surface of water etc: The torpedo sank the battleship immediately; The ship sank in deep water.) bat(ır)mak
    2) (to go down or become lower (slowly): The sun sank slowly behind the hills; Her voice sank to a whisper.) batmak, alçalmak
    3) (to (cause to) go deeply (into something): The ink sank into the paper; He sank his teeth into an apple.) göm(ül)mek
    4) ((of one's spirits etc) to become depressed or less hopeful: My heart sinks when I think of the difficulties ahead.) ümitsizliğe kapılmak, sıkışmak
    5) (to invest (money): He sank all his savings in the business.) yatırım yapmak
    2. noun
    (a kind of basin with a drain and a water supply connected to it: He washed the dishes in the sink.) eviye, lavabo
    - be sunk
    - sink in

    English-Turkish dictionary > sink

  • 35 worsen

    v. beter etmek, gerilemek, kötüleştirmek, kötüleşmek, daha da kötü olmak
    * * *
    kötüleştir
    * * *
    verb (to (cause to) grow worse: The situation has worsened.) daha da kötüleş(tir)mek

    English-Turkish dictionary > worsen

  • 36 get worse

    v. kötüleşmek
    * * *
    kötüleş

    English-Turkish dictionary > get worse

  • 37 retrograde

    adj. geriye doğru giden, kötüleşen, tersine giden, gerici
    ————————
    v. geri gitmek, ters yönde dönmek, gerilemek, dejenere olmak, bozulmak, kötüleşmek
    * * *
    1. geriye doğru giden 2. retrograd

    English-Turkish dictionary > retrograde

  • 38 retrogress

    v. geriye gitmek, kötüleşmek, bozulmak, yozlaşmak, ters yönde dönmek
    * * *
    geriye git

    English-Turkish dictionary > retrogress

  • 39 recrudesce

    v. yeniden kötüleşmek, kötüye gitmek, nüksetmek, tekrarlamak (hastalık vb.), açılmak (yara)

    English-Turkish dictionary > recrudesce

  • 40 recrudesce

    v. yeniden kötüleşmek, kötüye gitmek, nüksetmek, tekrarlamak (hastalık vb.), açılmak (yara)

    English-Turkish dictionary > recrudesce

См. также в других словарях:

  • kötüleşmek — nsz 1) Kötü duruma gelmek Havalar kötüleşti. 2) Kadın, toplumun ahlak kurallarına aykırı davranmaya başlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geri gitmek — kötüleşmek İşler günden güne geri gidiyor …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yıgrılmak — kötüleşmek, büzülmek, titremek I, 248; II I, 107, 108 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • yunçımak — kötüleşmek, yoksullaşmak, yoksulluktan kötüle şmek; ısırmak II, 281; III, 303bkz: tençmek, yençimek, yençmek …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • başkalaşmak — nsz 1) Başka bir varlığa, niteliğe dönüşmek, değişmek, farklılık kazanmak Adamın kimliği bile bir başkalaşıyor denize adım atıldı mı. Z. Selimoğlu 2) Biçim değiştirmek, istihale etmek Artık giyim kuşam, kılık kıyafet de başkalaşmıştı. T. Buğra 3) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kötüleşme — is. Kötüleşmek işi Birleşik Sözler anlam kötüleşmesi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • puşt olmak — 1) birinin ilencine uğrayıp kötüleşmek, mahvolmak Bu gurbet ellerde candan usandım / El kahrını çekmede ömrüm puşt oldu. Halk türküsü 2) argo bir işin uzmanı olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • durumu bozulmak — maddi durumu kötüleşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fena olmak — 1) (biri) hasta gibi olmak, fenalaşmak Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum duygusu kapladı. P. Safa 2) (biri) kötüleşmek 3) (biri) çok üzülmek, bozulmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sigortası atmak — argo çığırından çıkmak, kötüleşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ... durumuna düşmek — şartları kötüleşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»