-
1 ince
أهيفدقيقرقيقضامرضمرناحلنحيفنحيلهزيل -
2 ince hastalık
درنسل -
3 ince
1. أهيف [أَهْيَف]Anlamı: kalınlığı az olan2. دقيق [دَقِيق]Anlamı: taneleri ufak3. رقيق [رَقِيق]Anlamı: taneleri ufak4. ضامر [ضامِر]Anlamı: kalınlığı az olan5. ضمر [ضَمْر]Anlamı: kalınlığı az olan6. ناحل [ناحِل]Anlamı: kalınlığı az olan7. نحيف [نَحِيف]Anlamı: kalınlığı az olan8. نحيل [نَحِيل]Anlamı: kalınlığı az olan9. هزيل [هَزِيل]Anlamı: kalınlığı az olan -
4 ince hastalık
1. درن [دَرَن]Anlamı: akciğer veremi2. سل [سُلّ]Anlamı: akciğer veremi3. سل [سِلّ]Anlamı: akciğer veremi -
5 akmak
1. أهمع [أَهْمَعَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek2. انبجس [اِنْبَجَسَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek3. اندفع [اِنْدَفَعَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek4. انساب [اِنْسابَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek5. انسجم [اِنْسَجَمَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek6. انفجر [اِنْفَجَرَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek7. انهمر [اِنْهَمَرَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek8. بثق [بَثَقَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek9. ترقرق [تَرَقْرَقَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek10. تفجر [تَفَجَّرَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek11. تهطل [تَهَطَّلَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek12. ثج [ثَجَّ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek13. جرى [جَرَى]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek14. در [دَرَّ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek15. دفق [دَفَقَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek16. ساب [سابَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek17. ساح [ساحَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek18. سال [سالَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek19. سجم [سَجَمَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek20. سح [سَحَّ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek21. وزب [وَزَبَ]Anlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek -
6 gülmece
1. أطروفة [أُطْرُوفَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor2. دعابة [دُعَابَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor3. طرفة [طُرْفَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor4. ظرافة [ظَرَافَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor5. ظرف [ظَرْف]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor6. فكاهة [فُكَاهَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor7. كياسة [كِيَاسَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor8. لطيفة [لَطِيفَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor9. مداعبة [مُدَاعَبَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor10. مزاح [مُزَاح]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor11. مزاحة [مُزَاحَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor12. مزح [مَزْح]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor13. مزحة [مَزْحَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor14. ملاعبة [مُلَاعَبَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor15. ممازحة [مُمَازَحَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor16. نادرة [نادِرَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor17. نكتة [نُكْتَة]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor18. نوادر [نَوَادِر]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor19. هزل [هَزْل]Anlamı: eğlendirmek için ince alay, mizah, humor -
7 cıyaklamak
1. اصطرخ [اِصْطَرَخَ]Anlamı: ince, acı ve yüksek sesle bağırmak2. زعق [زَعَقَ]Anlamı: ince, acı ve yüksek sesle bağırmak3. صات [صاتَ]Anlamı: ince, acı ve yüksek sesle bağırmak4. صاح [صاحَ]Anlamı: ince, acı ve yüksek sesle bağırmak5. صرخ [صَرَخَ]Anlamı: ince, acı ve yüksek sesle bağırmak6. صيح [صَيَّحَ]Anlamı: ince, acı ve yüksek sesle bağırmak7. عج [عَجَّ]Anlamı: ince, acı ve yüksek sesle bağırmak8. عيط [عَيَّطَ]Anlamı: ince, acı ve yüksek sesle bağırmak9. لغط [لَغَطَ]Anlamı: ince, acı ve yüksek sesle bağırmak10. نادى [نادَى]Anlamı: ince, acı ve yüksek sesle bağırmak11. هتف [هَتَفَ]Anlamı: ince, acı ve yüksek sesle bağırmak -
8 bölme
1. حائل [حائِل]2. حاجز [حَاجِز]3. سد [سَدّ]4. عائق [عائِق]5. عرقلة [عَرْقَلَة]6. مانع [مانِع]7. عقبة [عَقَبَة] -
9 sepet
1. زنبيل [زِنْبِيل]Anlamı: saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan kap2. سفط [سَفَط]Anlamı: saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan kap3. سل [سَلّ]Anlamı: saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan kap4. سلة [سَلَّة]Anlamı: saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan kap5. قفص [قَفَص]Anlamı: saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan kap6. قفة [قُفَّة]Anlamı: saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan kap7. مقطف [مَقْطَف]Anlamı: saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan kap -
10 hışırtı
1. شخشخة [شَخْشَخَة]2. صلصلة [صَلْصَلَة]3. صليل [صَلِيل]4. قعقعة [قَعْقَعَة]5. هف [هَفّ]6. هفيف [هَفِيف] -
11 kıymak
1. أباد [أَبَادَ]Anlamı: acımayıp öldürmek2. اعتسف [اِعْتَسَفَ]Anlamı: acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek3. تعسف [تَعَسَّفَ]Anlamı: acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek4. حاف [حافَ]Anlamı: acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek5. ضام [ضامَ]Anlamı: acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek6. ظلم [ظَلَمَ]Anlamı: acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek7. عسف [عَسَفَ]Anlamı: acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek8. غشم [غَشَمَ]Anlamı: acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek9. فرم [فَرَمَ]10. قتل [قَتَلَ]Anlamı: acımayıp öldürmek11. قرط [قَرَّطَ]12. قطع [قَطَّعَ]13. هرم [هَرَّمَ]14. هرم [هَرَمَ]15. وتر [وَتَرَ]Anlamı: acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek -
12 sargı
1. رفادة [رِفَادَة]Anlamı: esnek bir maddeden yapılmış uzun, dar ve ince şerit2. عصاب [عِصَاب]Anlamı: esnek bir maddeden yapılmış uzun, dar ve ince şerit3. عصابة [عِصَابَة]Anlamı: esnek bir maddeden yapılmış uzun, dar ve ince şerit4. كماد [كِمَاد]Anlamı: esnek bir maddeden yapılmış uzun, dar ve ince şerit5. لفافة [لِفَافَة]Anlamı: esnek bir maddeden yapılmış uzun, dar ve ince şerit -
13 zağ
1. براية [بُرَايَة]Anlamı: taş üzerinde bilenen bir kesici aracın keskin yüzüne yapışan çok ince çelik parçaları2. خراشة [خُرَاشَة]Anlamı: taş üzerinde bilenen bir kesici aracın keskin yüzüne yapışan çok ince çelik parçaları3. خراطة [خُرَاطَة]Anlamı: taş üzerinde bilenen bir kesici aracın keskin yüzüne yapışan çok ince çelik parçaları4. سحالة [سُحَالَة]Anlamı: taş üzerinde bilenen bir kesici aracın keskin yüzüne yapışan çok ince çelik parçaları5. نحاتة [نُحَاتَة]Anlamı: taş üzerinde bilenen bir kesici aracın keskin yüzüne yapışan çok ince çelik parçaları -
14 cırlamak
1. برم [بَرَم]Anlamı: ince ve usandırıcı ses çıkarmak2. تأفف [تَأَفَّفَ]Anlamı: ince ve usandırıcı ses çıkarmak3. سأم [سَأَم]Anlamı: ince ve usandırıcı ses çıkarmak4. ضجر [ضَجَر]Anlamı: ince ve usandırıcı ses çıkarmak -
15 cicim
1. بساط [بِسَاط]2. سجادة [سَجَّادَة]3. طنفسة [طُنْفُسَة]4. فرش [فَرْش] -
16 çisenti
1. بغشة [بَغْشَة]Anlamı: toz gibi ince yağmur2. رذاذ [رَذَاذ]Anlamı: toz gibi ince yağmur3. رشاش [رَشَاش]Anlamı: toz gibi ince yağmur4. طل [طَلّ]Anlamı: toz gibi ince yağmur -
17 kart
1. تذكرة [تَذْكَرَة]2. جل [جِلّ]Anlamı: gençliği ve körpeliği kalmamış3. حيزبون [حَيْزَبُون]Anlamı: gençliği ve körpeliği kalmamış4. رقعة [رُقْعَة]5. شيخ [شَيْخ]Anlamı: gençliği ve körpeliği kalmamış6. عجوز [عَجُوز]Anlamı: gençliği ve körpeliği kalmamış7. قسيمة [قَسِيمَة]8. لصيقة [لَصِيقَة]9. مسن [مُسِنّ]Anlamı: gençliği ve körpeliği kalmamış10. هرم [هَرِم]Anlamı: gençliği ve körpeliği kalmamış -
18 kılağı
1. خراشة [خُرَاشَة]Anlamı: yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları, zağ2. خراطة [خُرَاطَة]Anlamı: yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları, zağ3. سحالة [سُحَالَة]Anlamı: yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları, zağ4. نحاتة [نُحَاتَة]Anlamı: yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları, zağ -
19 lâtif
1. رضي [رَضِيّ]Anlamı: yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan2. زين [زَيْن]Anlamı: yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan3. سائغ [سائِغ]Anlamı: yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan4. لطيف [لَطِيف]Anlamı: yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan -
20 sigara
1. سيجارة [سِيجَارَة]2. سيكارة [سِيكارَة]3. لفافة [لِفَافَة]4. لفيفة [لَفِيفَة]
См. также в других словарях:
Ince (surname) — Ince is a surname, and may refer to* Clayton Ince (Trinidadian football player) * Sir Godfrey Ince (British civil servant) * John F. Ince, author and business journalist * John Ince (politician), leader of The Sex Party * John Ince (actor) (1878… … Wikipedia
Ince and Mayhew — were a partnership of furniture designers, upholsterers and cabinetmakers, founded and run by William Ince (died 1804) and John Mayhew (1736 – 1811) in London, England, from 1759 to 1803; Mayhew continued alone in business until 1809. Their… … Wikipedia
Ince (disambiguation) — Ince may refer to: *Ince, a village in Cheshire *Ince in Makerfield in the Metropolitan Borough of Wigan *Ince (UK Parliament constituency), a former constituency covering Ince in Makerfield *Ince Blundell, a village in Merseyside *İncə, Goychay … Wikipedia
Ince Manor — or Ince Grange is a former monastic grange in the village of Ince in the Ellesmere Port and Neston district of Cheshire, England (gbmapping|SJ44957655). The remains of the manor house, consisting of the old hall, and the monastery cottages are… … Wikipedia
Ince — ist der Familienname folgender Personen: Clayton Ince (* 1972), Fußballspieler aus Trinidad Tobago Paul Ince (* 1967), englischer Fußballspieler Steve Ince (* ?), US amerikanischer Spieleentwickler Thomas Harper Ince (1882–1924), US… … Deutsch Wikipedia
Ince Hotel — (Патара,Турция) Категория отеля: Адрес: Gelemis Koyu Kas Antalya, 07650 Патара, Турция … Каталог отелей
Ince Castle — is three miles from Saltash, Cornwall, England. It is not a castle in the conventional sense, but a manor house. It was built in 1642, at the start of the English Civil War and was captured in 1646. It consists of 4 three storey towers with walls … Wikipedia
ince — ince; prov·ince; … English syllables
Ince Minaret Medrese — ( literally, the medrese with the fine minaret ) is a 13th century medrese ( school ) located in Konya, Turkey, and built between 1258 1279 by the Anatolian Seljuk Sultanate vizier Sâhib Ata Fahreddin Ali who later founded the Anatolian Turkish… … Wikipedia
Ince in Makerfield — (spr. inß in mëkërsīld), Fabrikstadt in Lancashire (England), dicht bei Wigan (s. d.), mit 2 modernen anglikanischen Kirchen im gotischen Stil und einer kath. Kirche, Baumwollspinnereien, Eisenwerken, Fabriken für Eisenbahnwaggons etc. und (1901) … Meyers Großes Konversations-Lexikon
Ince-in-Makerfield — (spr. inß in mehk rfihld), Stadt in der engl. Grafsch. Lancaster, (1901) 21.270 E … Kleines Konversations-Lexikon