Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

sans+mal

  • 1 zu

    zu [tsu:]
    1) ( Richtung, Lage, Verhältnis) -de;
    \zu Hause evde;
    das Museum \zu Speyer Speyer Müzesi;
    Herzog \zu X X arşidükü;
    \zu beiden Seiten iki tarafta [o yanda];
    \zu seiner Rechten sağ tarafında;
    sie kommt \zu mir o bana geliyor;
    er geht \zum Bahnhof/\zur Post istasyona/postaneye gidiyor;
    es fiel \zu Boden yere düştü;
    \zu jdm hinsehen birine bakmak;
    das Zimmer liegt \zur Straße hin oda sokağa bakıyor
    2) (hin\zu, da\zu)
    er setzte sich \zu den anderen ötekilerin yanına oturdu;
    nehmen Sie Wein \zum Essen? yemeğin yanında şarap alır mısınız?
    3) ( zeitlich)
    \zu jener Zeit o zamanlar;
    ich kündige \zum 1. Mai 1 Mayıs'ta istifa ediyorum;
    \zu Anfang başta;
    \zu Ostern/Weihnachten Paskalya'da/Noel'de;
    \zum ersten Mal ilk defa olarak;
    \zu Mittag/Abend essen öğle/akşam yemeği yemek
    \zum Teil kısmen;
    in Kisten \zu (je) hundert Stück yüzerlik kasalarda;
    \zum halben Preis yarı fiyatına;
    das Kilo \zu drei Euro kilosu üç eurodan
    \zu Recht haklı olarak;
    \zu Fuß yayan
    6) ( Zweck, Ziel)
    \zum Glück şansa;
    \zu allem Unglück bütün şanssızlıkların üstüne;
    ein Stift \zum Schreiben yazmak için bir kalem;
    \zur Unterhaltung eğlence için;
    es ist \zum Weinen ağlanacak durum;
    etwas \zum Essen/Lesen mitnehmen yanına yiyecek/okuyacak bir şey almak;
    kommst du \zum Frühstück/Abendessen? kahvaltıya/akşam yemeğine geliyor musun?;
    jdm \zum Geburtstag gratulieren birinin yaş gününü kutlamak
    die Chancen stehen eins \zu zehn bire on şans var;
    eins \zu null für Galatasaray Galatasaray için bir sıfır
    8) ( in Bezug auf) ile ilgili olarak, hakkında, üzerine;
    \zu dieser Frage möchte ich Folgendes sagen:... bu sorun hakkında [o ile ilgili olarak] şunu söylemek isterim:...
    das Wasser wurde \zu Eis sudan buz oldu
    II adv
    1) ( allzu) pek, fazla(sıyla);
    \zu sehr pek çok, çok fazla;
    \zu viel gereğinden [o yeterinden] fazla; ( übertrieben) aşırı;
    \zu schnell aşırı hızla
    2) ( Richtung) -e doğru;
    nach Süden \zu güneye doğru
    3) ( fam) ( geschlossen) kapalı;
    \zu sein ( geschlossen, verschlossen) kapalı olmak; ( betrunken) dut gibi olmak, sarhoş olmak
    4) ( zeitlich)
    ab und \zu arada sırada;
    von Zeit \zu Zeit zaman zaman
    es ist schön, neue Leute kennen \zu lernen yeni insanlar tanımak güzel oluyor;
    es ist leicht \zu finden onu bulmak kolaydır
    die \zu erledigende Arbeit bitirilmesi gereken iş

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > zu

  • 2 légèrement

    1 hafif [ha'fif]
    2 hafif [ha'fif]

    Il a légèrement mal. — Hafif sancısı var

    3 hafifçe
    4 sans réfléchir hafife alarak

    Dictionnaire Français-Turc > légèrement

  • 3 vouloir

    v t
    1 souhaiter istemek

    Il veut rester. — Kalmak istiyor.

    Je veux qu'il parte. — Gitmesini istiyorum.

    Il voudra une explication. — Bir açıklama isteyecektir.

    3 istemek

    Je voudrais un verre d'eau. — Bir bardak su isterdim.

    4 vouloir de qqn, de qqch kabul etmek

    Il ne veut pas de cet argent. — Bu parayı kabul etmiyor.

    5 vouloir dire demek istemek
    6 vouloir bien kabul etmek

    Il veut bien que nous venions. — Gelmemizi kabul ediyor.

    7 sans le vouloir istemeden
    8 en vouloir à qqn birine kızmak

    Je lui en veux de m'avoir menti. — Bana yalan söylediği için ona kızdım.

    9 vouloir du bien / mal à qqn birinin iyiliğini istemek

    Dictionnaire Français-Turc > vouloir

См. также в других словарях:

  • Sans mal, sans trop de mal — ● Sans mal, sans trop de mal facilement, sans trop de difficultés ou sans être (trop) atteint, blessé, etc …   Encyclopédie Universelle

  • MAL — Le propre du mal tient en ceci qu’il ne peut être nommé, pensé, vécu qu’en relation avec une certaine idée du bien. Qu’il n’y ait pas de bien en soi, que ce que les hommes appellent le bien soit relatif aux situations et aux cultures, et le mal… …   Encyclopédie Universelle

  • mal — mal, ale (mal, ma l ; au pluriel, maux, qu on prononce mô ; l x se lie : des mô z affreux) 1°   Adj. Quinuit, qui blesse. 2°   S. m. Ce qui nuit, ce qui blesse. 3°   La part de mal qui, aux yeux de l homme, règne dans l univers. 4°   Ce qui est… …   Dictionnaire de la Langue Française d'Émile Littré

  • sans — [ sɑ̃ ] prép. • sens 1050; var. seinz, senz, sen; lat. sine, avec s adv. 1 ♦ Préposition qui exprime l absence, le manque, la privation ou l exclusion. Le suspect a refusé d être interrogé sans son avocat, en l absence de son avocat. Un enfant… …   Encyclopédie Universelle

  • Sans-abri — Sans domicile fixe Un SDF à Paris …   Wikipédia en Français

  • Sans-abris — Sans domicile fixe Un SDF à Paris …   Wikipédia en Français

  • Sans-domicile fixe — Un SDF à Paris …   Wikipédia en Français

  • Sans-domicile fixes — Sans domicile fixe Un SDF à Paris …   Wikipédia en Français

  • Sans abri — Sans domicile fixe Un SDF à Paris …   Wikipédia en Français

  • Sans logis — Sans domicile fixe Un SDF à Paris …   Wikipédia en Français

  • Sans l'ombre d'un temoin — Sans l ombre d un témoin Sans l ombre d un témoin est un roman policier d Elizabeth George publié en 2005. Il a pour cadre la ville de Londres. Son titre original est With no one as witness. C est le treizième roman ayant pour héros l inspecteur… …   Wikipédia en Français

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»