-
21 gic
enayibudala, enayi -
22 sarsaq
enayibön, enayi -
23 play smb. for a sucker
enayi yerine koymak, istismar etmek -
24 play smb. for a sucker
enayi yerine koymak, istismar etmek -
25 анайы
enayi, ilkel -
26 анайы
enayi, ilkel -
27 enayilik
1. أفن [أَفْن]Anlamı: enayi olma durumu2. بله [بَلَه]Anlamı: enayi olma durumu3. حماقة [حَمَاقَة]Anlamı: enayi olma durumu4. حمق [حُمْق]Anlamı: enayi olma durumu5. خباط [خُبَاط]Anlamı: enayi olma durumu6. خبل [خَبَل]Anlamı: enayi olma durumu7. سفاهة [سَفَاهَة]Anlamı: enayi olma durumu8. سفه [سَفَه]Anlamı: enayi olma durumu9. عته [عَتَه]Anlamı: enayi olma durumu10. لوثة [لَوْثَة]Anlamı: enayi olma durumu11. لوق [لَوَق]Anlamı: enayi olma durumu -
28 einfältig
2) ( naiv) saf, enayi -
29 дурак
мaptal; budala enayi••велика́ Федо́ра, да ду́ра — boyu uzun, aklı kısa
дурака́ учи́ть, что мёртвого лечи́ть — gafile kelam nafile kelam
дура́к дурако́м — enayi dümbeleği
не будь дурако́м! — enayilik etme!
оста́вить кого-л. в дурака́х — birine külah giydirmek
валя́ть дурака́ — maskaralık(lar) etmek ( дурачиться); aptallığa vurmak ( прикидываться непонимающим)
сваля́ть дурака́ (допустить глупость) — aptallık etmek
-
30 dupe
n. enayi, saf, aldatılmış kimse, kukla————————v. kandırmak, işletmek, gırgır geçmek* * *1. aldat (v.) 2. aldatılmış (n.)* * *[dju:p] 1. noun(a person who is cheated or deceived: She had been the dupe of a dishonest rogue.) aldatılmış kimse, enayi, saf2. verb(to deceive or trick: He duped me into thinking he had gone home.) kandırmak, ketenpereye getirmek -
31 fool
adj. budala————————n. aptal, enayi, akılsız, budala, maskara, salak, soytarı, meyve ve süt tatlısı————————v. kandırmak, enayi yerine koymak, maskaraya çevirmek, gülünç duruma sokmak, şaka yapmak, eğlenmek, vakit geçirmek, oyalanmak* * *aptal* * *[fu:l] 1. noun(a person without sense or intelligence: He is such a fool he never knows what to do.) aptal2. verb1) (to deceive: She completely fooled me with her story.) aldatmak2) ((often with about or around) to act like a fool or playfully: Stop fooling about!) aptal gibi davranmak•- foolish- foolishly
- foolishness
- foolhardy
- foolhardiness
- foolproof
- make a fool of
- make a fool of oneself
- play the fool -
32 sucker
n. süt kuzusu, meme emen hayvan, enayi, yolunacak kaz, salak, yağcı, asalak, tulumba pistonu, emme şeker, lolipop, vantuz, emme organı, fışkın, kıç yalayıcı, piç (ağaç)* * *emici* * *1) ((slang) a person who is easily fooled or is stupid enough to do something: Who is the sucker who bought your car?) enayi, yolunacak kaz2) (a person or thing that sucks: Are these insects bloodsuckers?) emici kimse/şey3) (an organ on an animal, eg an octopus, by which it sticks to objects.) vantuz, emici organ4) (a curved pad or disc (of rubber etc) that can be pressed on to a surface and stick there.) vakumlu, tutucu5) (a side shoot coming from the root of a plant.) fışkın, sürgün -
33 fall guy
n. kurban, keriz, enayi, şamar oğlanı* * *enayi -
34 حمق
Iحَمِق1. avalAnlamı: aptal, ahmak2. zibidi3. idraksizAnlamı: anlayışsız, ahmak4. kazAnlamı: budala5. şabanAnlamı: aptal, alık, budala6. enayiAnlamı: fazla bön, avanak7. gerzekAnlamı: geri zekâlı olan8. angutAnlamı: ahmak ve aptal9. andavallıAnlamı: beceriksiz, görgüsüz ve bön olan kimse10. eblehAnlamı: akılsız, alık, budala11. basiretsizAnlamı: ileri ve uzak görüşlü olmayan12. kafasızAnlamı: anlayışsız, kavrayışsız13. gabiAnlamı: anlayışsız, kalın kafalı olan14. mankafaAnlamı: anlayışsız, aptal15. kakavanAnlamı: kendini beğenmiş, sevimsiz16. akılsızAnlamı: aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışı kıt17. patavatsızAnlamı: davranışlarına dikkat etmeyen18. salak19. şapşalAnlamı: aptalca davranışlarda bulunan, alık20. kaşkavalAnlamı: aptal, sersem21. ahmakAnlamı: aklını gereği gibi kullanamayan, aptal22. alıkAnlamı: akılsız, sersem, ebleh ve şaşkın23. avanakAnlamı: kolayca kandırılabilen kişi24. aptalAnlamı: zekâ yoksunu, ahmak, alık olan kimse25. kaşalotAnlamı: aptal, budala26. beyinsizAnlamı: akılsız, düşüncesiz27. bönAnlamı: budala, saf28. beceriksizAnlamı: becerisi olmayan, usta olmayan29. dangalakAnlamı: akılsız, düşüncesizIIحُمْق1. patavatsızlıkAnlamı: patavatsız davranma2. bönlükAnlamı: budalalık, aptallık, saflık3. salaklıkAnlamı: salakça davranış4. öküzlükAnlamı: budalalık, sersemlik5. enayilikAnlamı: enayi olma durumu6. aptallık7. ahmaklıkAnlamı: zekâsı az gelişmiş olma durumu, anlayışsızlık8. hamakatAnlamı: ahmaklık, ayırt etme9. alıklıkAnlamı: alık olma durumu10. budalalıkAnlamı: budala olma durumu -
35 глупый
budala,aptal* * *1) ( о человеке) budala; ahmak; aptalон не так глуп, что́бы... —...acak kadar akılsız / enayi değildir
2) budalaca; ahmak; saçmaглу́пая физионо́мия — aptal surat
глу́пые глаза́ — bön bön bakan gözler
глу́пый посту́пок — budalaca davranış
глу́пые вопро́сы — saçma / ipe sapa gelmez sorular
соверше́нно глу́пый разгово́р — saçma sapan konuşma
нет ничего́ глу́пе́е, чем... —...mak kadar budalaca bir şey olamaz
-
36 дура
жaptal; budala; enayi -
37 дурочка
ж, разг. -
38 foolish
adj. aptal, sersem, enayi, akılsız, ahmak, aptalca, saçma, gülünç* * *aptalca* * *1) (having no sense: He is a foolish young man.) aptal2) (ridiculous: He looked very foolish.) gülünç -
39 goat
n. keçi, teke, zampara, azgın erkek, şamar oğlanı, günah keçisi, ahmak, enayi, oğlak————————n. oğlak takımyıldızı [astr.], oğlak burcu [astr.]* * *keçi* * *[ɡəut](an animal of the sheep family, with horns and a long-haired coat.) keçi -
40 gull
n. martı, saf, enayi, aldanan kimse————————v. aldatmak, dolandırmak, kandırarak almak* * *1. dolandır (v.) 2. martı (n.)* * *((often seagull) a type of web-footed sea bird, usually black and white or grey and white.) martı
См. также в других словарях:
enayi — sf., argo Fazla bön, avanak, et kafalı, budala İyice buldum kafayı, sen daha bulmadıysan enayisin. A. İlhan Birleşik Sözler enayi dümbeleği … Çağatay Osmanlı Sözlük
enayi dümbeleği — is., argo Çok enayi Anam, sen beni enayi dümbeleği mi sanıyorsun? Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
enayilik etmek — enayi gibi davranmak Enayilik edip de fazla vakit kaybedeyim deme! N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
Kadir İnanır — Infobox actor imagesize = caption = birthdate = birth date and age|1948|4|15 birthplace = Ordu, Turkey deathdate = deathplace = birthname = Kadir İnanır othername = homepage = academyawards =Kadir İnanır (April 15, 1949, Fatsa) is a popular… … Wikipedia
Kadir İnanır — (* 15. April 1949 in Fatsa, Ordu) ist ein türkischer Schauspieler. Nach seinen ersten schauspielerischen Erfahrungen als Foto Roman Darsteller, spielte er im Jahr 1968 in seinem ersten Kinofilm „Son Yedi Adım Sonra“ (Nach den letzten sieben… … Deutsch Wikipedia
dallama — is. 1) Dallamak işi 2) sf., argo Aptal, enayi … Çağatay Osmanlı Sözlük
dümbelek — is., ği, Far. dunbek 1) Ağzına deri gerilmiş, çanak biçiminde, darbukaya benzer bir çeşit çalgı 2) sf., hlk. Anlayışsız, sersem Birleşik Sözler enayi dümbeleği ukala dümbeleği … Çağatay Osmanlı Sözlük
enayice — zf. Enayi gibi, enayicesine … Çağatay Osmanlı Sözlük
enayileşmek — nsz, argo Enayi durumuna düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
enayilik — is., ği Enayi olma durumu, enayice davranış İnsan, enayiliğine ait hakikatleri ancak bu nispette itiraf edebilir. B. Felek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller enayilik etmek enayiliğine doyma! … Çağatay Osmanlı Sözlük
et kafalı — sf. 1) Anlayışsız, kaba 2) Budala, enayi … Çağatay Osmanlı Sözlük