Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

bir+akşam

  • 1 akşam

    akşam Abend m; am Abend;
    bir akşam eines Abends;
    iyi akşamlar! guten Abend!;
    akşamları abends, jeden Abend;
    akşam güneşi Abendsonne f; fig Lebensabend m;
    akşam olmak Abend werden;
    akşam üstü gegen Abend;
    akşam yemeği Abendessen n;
    akşama doğru gegen Abend;

    Türkçe-Almanca sözlük > akşam

  • 2 akşam

    I s Abend m
    \akşam oluyor es wird Abend
    \akşama doğru gegen Abend
    aynı günün \akşamı am selben Abend
    bir \akşam eines Abends
    bu/dün/yarın \akşam heute/gestern/morgen Abend
    o \akşam an dem [o jenem] Abend
    iyi \akşamlar! guten Abend!
    II adj abendlich
    \akşam vakti [o saati] zu abendlicher Stunde

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > akşam

  • 3 bir

    bir
    I s
    1) Eins f
    \bir olmak sich zusammentun, sich verbünden
    2) iki/üç/dört günde \bir jeden zweiten/dritten/vierten Tag
    II adj
    1) \bir araba eine Fuhre; ( fig) ( pek çok) eine Menge
    \bir ayağı çukurda olmak ( fig) o ( fam) mit einem Bein im Grab stehen
    \bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek ( fam) lügen, dass sich die Balken biegen
    \bir çırpıda ( fam) auf einen Hieb, auf Anhieb, im Handumdrehen
    \bir el \bir eli yıkar, iki el \bir yüzü yıkar ( prov) eine Hand wäscht die andere
    \bir elmanın yarısı o, yarısı bu ( fig) o ( fam) sich gleichen wie ein Ei dem anderen
    \bir gecelik für eine Nacht
    \bir musibet bin nasihatten yeğdir ( prov) durch Schaden wird man klug
    \bir taşla iki kuş vurmak ( fig) o ( fam) zwei Fliegen mit einer Klappe schlagen
    o benim \bir tanem sie [o er] ist mein Ein und Alles
    2) \bir şey etwas
    \bir şey değil! nichts zu danken!, keine Ursache!, macht nichts!
    \bir şey söylemeden ohne etwas zu sagen
    bu bambaşka \bir şey das ist etwas ganz anderes
    3) \bir akşam/gün/sabah eines Abends/Tages/Morgens
    günün \birinde eines Tages
    saat \bir es ist ein Uhr
    4) \bir yanda(n) ..., \bir yanda(n) ... einerseits..., andererseits...
    \bir yanda(n) merak ediyorum, \bir yanda(n) korkuyorum einerseits bin ich neugierig, andererseits habe ich Angst davor
    5) ( herhangi) irgend
    \bir yerde irgendwo
    dün çantamı \bir yere koydum gestern habe ich meine Tasche irgendwohin gestellt
    1) ( yalnız, ancak) nur
    \bir deri bir kemik olmak ( fam) nur Haut und Knochen sein
    bunu \bir sen yapabilirsin nur du kannst das tun
    2) ( fam) mal
    kafanı \bir işletsene! denk doch mal scharf nach!
    3) einmal
    \bir daha ( bir kez daha) noch einmal; ( olumsuz cümlede) nicht mehr
    \bir varmış, \bir yokmuş lit ( masallarda) es war einmal, es war keinmal
    \bir yağmur yağdı, \bir güneş açtı einmal regnete es, einmal schien die Sonne
    burada ( sakın) \bir daha görünmeyin! lassen Sie sich hier (bloß) nicht mehr blicken!
    4) \bir aşağı \bir yukarı gezinmek/gitmek auf und ab schlendern/gehen
    \bir zamanlar einstmals
    yerle \bir etmek dem Erdboden gleichmachen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > bir

  • 4 pul

    pul s
    1) (posta \pulu, damga \pulu) Marke f; (posta \pulu) Briefmarke f
    \pul derlemek Briefmarken sammeln
    2) ( metal levhacık) Plättchen nt; ( giysilerde) Flitter m; ( payet) Paillette f
    \pul işlemeli bir akşam tuvaleti ein Abendkleid bestickt mit Pailletten
    3) ( tavla oyununda) Stein m
    4) tech Unterlegring m, Unterlegscheibe f
    5) zool Schuppe f

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > pul

  • 5 haber

    haber s
    1) Ahnung f
    çırağın bir şeyden \haberi yok der Lehrling hat keine Ahnung
    sanattan \haberi yok er hat keine Ahnung von Kunst
    2) Nachricht f, Botschaft f
    \haber almak eine Nachricht erhalten
    dün akşam/sabah geldiğinizi \haber aldık wir haben erfahren, dass Sie gestern Abend/Morgen gekommen sind
    \haber vermek benachrichtigen; ( bildirmek) mitteilen; ( belirtisi olmak) ein Anzeichen sein
    birine \haber vermek jdn benachrichtigen
    iştahsızlığı ve yorgunluğu yakında hasta olacağını \haber veriyordu seine Appetitlosigkeit und seine Müdigkeit waren Anzeichen dafür, dass er bald krank würde
    3) verlag Nachricht f
    \haber atlamak eine Nachricht auslassen
    4) Bescheid m
    \haber vermeden ohne Bescheid zu geben
    birine bir şeyi \haber vermek jdm über etw Bescheid geben
    bana yarın \haber verebilir misin? kannst du mir morgen Bescheid geben?
    bir şeyden \haberi olmak über etw Bescheid wissen
    \haberim var ich weiß Bescheid
    \haberin olsun! damit du Bescheid weißt!
    bundan \haberin var mı? weißt du darüber Bescheid?
    5) ling ( yüklem) Prädikat nt

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > haber

  • 6 dün

    dün gestern; Vergangenheit f;
    dün bir bugün iki in so kurzer Zeit;
    dün akşam gestern abend

    Türkçe-Almanca sözlük > dün

  • 7 plan

    plan [plãn] s
    1) Plan m
    her şey \plana göre yürüyor es (ver) läuft alles nach Plan
    \planda olmak auf dem Plan stehen
    \planlar yapmak/kurmak Pläne machen/schmieden
    2) Vorhaben nt
    bu akşam bir \planın var mı? hast du heute Abend (schon) etwas vor?

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > plan

См. также в других словарях:

  • akşam piyasası — is. Akşamüzerleri belli bir yerde yapılan gezinti …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akşam ahıra sabah çayıra — hayatta yiyip içip yatmaktan başka kaygısı olmayanlar için söylenen bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akşam ise yat, sabah ise git — geceler uyku, gündüzler iş zamanıdır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nerede akşam, orada sabah — bir kimsenin gece kalacak belli bir yeri olmadığını, rastgele bir yerde kalabileceğini anlatan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şöyle bir — zf. 1) Üstünkörü Bardağı şöyle bir yıkadı. 2) Kısaca, kısa süreli O akşam, Bebek dönüşü, Miralay Ferit i yoklamak için geçerken şöyle bir uğramıştı. A. İlhan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hangi gün vardır akşam olmadık — sona ermeyecek hiçbir iyi durum, yıldızı sönmeyecek hiçbir ünlü yoktur anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • abla — is. 1) Bir kimsenin kendinden büyük olan kız kardeşi 2) Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın Hatırda kalan şey değişmez zamanla / Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye abla! A. M. Dranas 3) argo Genelev veya randevuevi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gezinmek — nsz 1) Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu. P. Safa 2) Belirli bir çevre içinde gezip durmak Bir akşam rıhtım boyunda geziniyordum. S. F.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pul — is., Far. pūl 1) Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi. F. R. Atay 2) Bazı giysilerde süs olarak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hava almak — 1) (biri) açık havada gezmek Biraz hava almak için niye Hürriyet tepesine kadar bir gezinti yapmasınlar? A. Gündüz 2) argo (biri) umduğunu bulamamak, hiçbir şey kazanmamak 3) (biri) ferahlamak, açılmak, hoş vakit geçirmek Hava alalım diye beni… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başkent — is. Bir devletin yönetim merkezi olan şehir, devlet merkezi, başşehir, hükûmet merkezi Bir akşam, bu servetle başkentin en şık pavyonuna gitmişti. Ç. Altan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»