-
1 bırakmamak
v. (neg. form of bırakmak) not to leave, not to let go, keep hold of, hold on to, stick to, stand to, keep at, keep at smb., stay, stick -
2 ardını bırakmamak
непреры́вно сле́довать за кем -
3 demediğini bırakmamak
= demediğini komamak говори́ть гру́бые / оби́дные слова́ (кому-л.) -
4 elinden geleni bırakmamak
-
5 etmediğini bırakmamak
= etmediğini komamak издева́ться / измыва́ться как то́лько мо́жно -
6 ettiğini yanına bırakmamak
получи́ть по заслу́гам -
7 pabuç bırakmamak
не боя́ться, не страши́ться, не отступа́ть -
8 patırtıya pabuç bırakmamak
не побоя́ться никаки́х угро́з -
9 peşini bırakmamak
ходи́ть по пята́м, пресле́довать -
10 taş taş üstünde bırakmamak
ка́мня на ка́мне не оста́вить -
11 uyku durak bırakmamak
= uyku durak vermemek не дава́ть ни сна ни поко́я -
12 yakasını bırakmamak
пристава́ть, надоеда́ть, цепля́ться -
13 yanına bırakmamak
= yanına komamak не оставля́ть безнака́занным, отомсти́ть -
14 yapmadığını bırakmamak
= yapmadığını kalmamak он всё так испо́ртил, как то́лько мог -
15 hiçbir şeyi tesadüfe bırakmamak
v. leave nothing to accidentTurkish-English dictionary > hiçbir şeyi tesadüfe bırakmamak
-
16 işi şansa bırakmamak
v. take one's chance -
17 içkiyi bırakmamak
be off the water wagon -
18 miras bırakmamak
v. cut smb. off with a shilling -
19 mirastan bırakmamak
v. cut smb. off with a penny -
20 peşini bırakmamak
v. follow about, follow up, carry on, tag after, tag along, tag
См. также в других словарях:
boş bırakmamak — 1) para, yiyecek vb. şeylerle yardım etmek 2) işsiz bırakmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ardını bırakmamak — peşini bırakmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanına bırakmamak (veya koymamak) — cezasız bırakmamak, öç almak Böylece yaptıklarını yanlarına bırakmamış olacağım, insanlar neden öldürüldüğümüzü anlayacaklar. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
arkasını bırakmak (veya bırakmamak) — peşini bırakmak (veya bırakmamak) … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık kapı bırakmamak — bütün çözüm yollarını tıkamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuru gürültüye pabuç bırakmamak — bir durum karşısında telaşsız, korkusuz, dilediğince davranmak Köse Mümeyyiz öyle denemeden kuru gürültüye pabuç bırakır takımından değildi. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
pabuç bırakmamak — (birine) yapacağından vazgeçmemek, hiçbir şeye aldırmamak, korkmamak Olur olmaz adama pabuç bırakmaz. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
söylemediğini bırakmamak — bir kimse veya bir konu ile ilgili olarak söylenmemesi gereken şeyleri söylemek Bir vakitler aralarında su sızmayan hatun kişiler şimdi birbirlerini çekemiyorlar, birbirlerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlardı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
şüphe bırakmamak — kuşkuya sebep olan bütün ihtimalleri ortadan kaldırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mangalda kül bırakmamak — yapamayacağı işleri yapabilirmiş gibi söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydan bırakmamak — fırsat vermemek Ona ağız açmaya meydan bırakmadım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük